29 Kasım 2008 Cumartesi

Erken Öten Horozun

Denzilispor bu hafta yine tarihe geçecek bir maça imza attı. 2 hafta önce Kocaeline 2 -0 öne geçip 90+da 3-2 kaybetmiş, geçen hafta ise 2-0 dan 3-2 geriye düşdükleri maçda Bursa yı 90+da 4-3 yenebilmişlerdi. Bu haftada gelenek bozulmadı diyelim.25.dakikada 3-0 öne geçdikleri Eskişehir deplasmanından 90+ da Youlanın golü ile 4-3 mağlup ayrıldılar.Bir garip takım olma yolunda devam ediyorlar.

28 Kasım 2008 Cuma

Saygı Duyarım # 8


CEZA -ÖNCE KENDİNE BAK-

ben bir aygır, sen bir taysın
bırakın ulan ses yankılansın
ben gerçek ama sen yalansın
ben michael sam sende jackson
kaldır benim için orta parmağını
ekşisin ama insanlığın eksik
yazarım ben kalemim dik neyzen dedi kalk hepsini hihhhhhhhhhh

türk yada kürt, alevi yada sünni, laz yada çerkez,
fener yada cimbom
biz puzzle ız, biz anadoluyuz, biz bölünemeyiz,
bak bu plaka yerli
ermeni, rum komşumda çoktur ama aramızda hiçbir problem yoktur
politikada savaş olsa bile geçinip gideriz bize göre hava hoştur
bizde akıl var benim gibi düşünen çok
bizi bölmek isteyen var, bizi bölebilecek olan yok
bizi gömmek isteyen varsa bu imkansız
biz birlikle özgürlüğün tadını almış bir toplumun torunuyuz
yaşasın barış, yaşasın özgürlük
siz boşverin rap mi ki sorununuz
plakam yerli, dilim türkçe, sakın ürkme
beni bir duy ve 77 den beri burada ektiğimi biçtim sadece
gözüme, bak sözünü tut, savaşa yok de
hadi silahı bırak, yaşamana bak hayat zor
karalamadan, kalpleri yaralamadan
bakıyorum yolu yarılamadan uzuyor adam
kısa yol çok bal tutma parmağını koparırlar
balı çalana kovanı hediye eder sana bir su dahi vermezler
akbaba gibi uçar hep konuşurlar
emeğim çok ve ben amelede oldum
kanadım yoktu ve ben rap e kondum
kalp sazının bam telinede vurdum, 77 de burada doğdum...

göz, gez, arpacık, apaçık görünen bir manzara
bunu kastetmedim ama nişan al ateş; toplumdaki yeni boş felsefe
kovboy gibi yaşamaksa amaç, gidin amerika sizi bekler
dilediğinizden fazla şiddet ve cinnet, paranoyalar kaos ve hiddet
rap amerikan markasıysa, cep telefonunuz ve pantolonunuz
amerikanvari dizilerinizle hepiniz sex and the city desiniz
yüzünüzü gerdirip önünüze bakmayı unutun
pek çok serseri geldi geçti, şimdi hiçbiri yok esti bitti
ama gör bak ben gene buradayım
zarar yerine ilham veririm ben
karakterim bu hızlı karar veririm
bırak benide gideyim der gibi bakar boş bakan gözlere bu gözlerim
ne başbakan nede şaklaban olmak istedim
yapacağım en iyi işti rap herkes işini yapsaydı zaten ekşimezdi bu kadar hiç
ab-ı hayat suyundan içmiş gibi yaşıyor herkes
sanki kafaya dikmişçesine yaşıyor herkes
yerli plaka onu ezmez sanıyor
yeryerinden oynarcasına gelen rap bu bak
masaya bir tabak daha koyun
ama benim etimi yemek zor oyun, çünkü ben bir kurdum siz koyun...
faşist düzlük avrupanın rasist yüzünü gördük pasif takılıp ürktük
nazilere özgürlük veren avrupa teröristleri hadi yakala git
skandal yaratır iskandinav, tıkandı bak yol bok gibi provake ol
sıradaki kim bush gribine de bir çare, sıradaki biz kuş gribi bahane
handikap çok, her taraf blok, tıknefes olduk aydınlık yok
fenası var beteri bol aynı bok, barışın olduğu heryer genede kok
kim duyarlı, kim uyanmış, kim kurallı, kim yalanmış
hiç kimse yüzdeyüz masum değil, hiç kimse yüzdeyüz suçlu değil
tospembe barış hayallerine birkaç satırda benden eklensin
din, dil, ırk ayırmadan gençler kenetlenip sulh u bilsin
hatırla, kalender olan gönül envayi çeşit yoktu
bu memba kuru, suya bel bağlayan erkek bir gün kefenini giyer yada bir çulha...
ben bir aygır, sen bir taysın
bırakın ulan ses yankılansın
ben gerçek ama sen yalansın
ben maykıl sam sende ceksın
kaldır benim için orta parmağını
ekşisin ama insanlığın eksik
yazarım ben kalemim dik neyzen dedi kalk hepsini ....(dııt)

27 Kasım 2008 Perşembe

Saygı Duyarım # 7

bir kiyidan baktim dünyaya
ellerimde tuz, avcumda sedef
bir mavilik, bir açiklik
özgürlük hasreti
yüreğime vuruyor
nerede, nerede insanlar?
dünyayi güzellik kurtaracak
bir insani sevmekle başlayacak herşey
o üzüntü birden gelir
yağmurlu havalarda
yeniden kurarim dünyayi ben
kederlerle
kimseler aşik değil mi bu şehirde
dünyayi güzellik kurtaracak
bir insani sevmekle başlayacak herşey
hava, martilar, işikli şehir
sarhoş ediyor beni
yosun kokusu
hilesiz kucaklamak istiyorum
dünyayi, şehri ve seni
dünyayı güzellik kurtaracak
bir insanı sevmekle başlayacak herşey


Zülfü Livaneli-Ada-

26 Kasım 2008 Çarşamba

Kobe vs Lakers


Bir insanın belki de en çok savaştığı, o oyuncuyu gerçek bir efsane yapan konulardan birisidir kendisine değil takımına oynamak. Çoğumuzun 23 mü büyük 24 mü tartışmalarını yaşadığımız 2-3 sezon geçirdik. 80 atmadığımı kaldı üstüste 6-7 maç 40 ve üzeri atmadığımı, ve birçok sezonda 30 sayı üstünü görebilen bir Kobe Bryant ki 05-06 sezonunda 80 maçın hepsinde ilk 5 başlayıp 41 dk. ortalamayla 35.4 sayı ortalaması heralde unutulmaz bireysel performanslardandır. Yakın geçmişe şöyle bir deyineyimde girişde ne anlatmak istediğim anlaşılsın istedim.

Kobe 13.sezonunu geçiriyor daha 30 yaşında olmasına rağmen ve artık yavaş yavaş 24 ün 23 e her konuda yaklaştığını bize göstermeye kafaya koymuş gibi oynuyor. 13 maça ilk 5 başladı 33.3 dk. ortalama ile sahada kalıp sadece 23.7 sayı ortalaması ile oynadı. Asıl dikkatimi çeken istatistiği efficency rakamlarında 21.08 ile tüm Nba de ilk 20 de bile değil, ama gel gör ki takımı Lakers son sezonların en mükemmel açılışlarından birine imza atıp 13 de 12 yaptı. Fazla söze gerek yok kendine para,şan,şöhret değil takımına maç kazandıran adam olma ve efsaneleşme yolunda emin adımlarla yürümeye devam etmesi dileğiyle.

25 Kasım 2008 Salı

Şaka mı?

Annem söyledi bugün haberlerde görmüş. Hani bugünlerde medyada bolca yer kaplıyoya o açıdan benim de dikkatimi çekti.
Kömür falan dağıtımından bahsediyorum. Belediyelerimiz saolsun kışın soğuktan donan vatandaşa -ki bazıları doğalgaz paralarını bile ödeyemiyormuş- kömürdü, yeri geldiği zaman yiyecekdi dağıtıyor. Asıl şaka gibi olan bu değil . Annemin aktardığı anektod şöyle:

Muhabir- Belediye kömür dağıtmasa ne yapacaksınız?Nerden bulacaksınız? Durumunuz ne olacak?
Vatandaş-(ağzını gerer gere) ÇALIŞIRIZ O ZAMAAAANN...

Küstüm oynamıyorum sutum oynamıyorummmm

Saygı Duyarım # 6


“Şimdi işte hayatımın sonuna geldim! Fakat ömrüm boyunca hangi yolun doğru olduğunu adım gibi biliyordum. Hiç istisnasız hepsini! Evet bildim ama hiçbir zaman gitmedim. Neden biliyor musunuz? Ha? Çünkü çok zordu!”

Al Pacino Scent of a Woman filminde Emekli Albay Frank Slade rolünde

24 Kasım 2008 Pazartesi

İsmet İnönü


'Allah ' a şükür sağırım'

Geldi Bahar Ayları


3 gündür yağdı hala yağıyor; hiç de sevmem, kar geldi gelicek diyolar o da yok ortada. Neyse içimizi ısıtacak bir Mustafa Topaloğlu şarkısıyla neşelenelim:)))

abu çi çi ,abuu çi çiyi
hhuuuuuhey yabani yabani ,
kız baksana bu yani
yine başıma çöktü karlı dağın dumani
abu çi çi çi çi, abu çi çi çi
eslen beslen, karşı beri seslen
geldim bir daha oyna bir daha, yandım bir daha
abuuuu çi çiiiii
yaban çiçeği misin ,kokun sarmis ormani
beraber oynayalim oynamanin zamanı
abu çi çi , abu çi
eslen beslen , karşı beri seslen
geldim bir daha , oyna bir daha , yandım bir daha
hey yabani yabani bozayisun kafami ,
geldi bahar aylari sevişmenin tam zamanı
gelmiş bahar ayları sevmenin tam zamanı

Anket

İlk uzun soluklu anketim kapandı, gerçek sonuçları yarın 23 :30 dan sonra almaya başlayacağız ama şimdiden herkesin kafasında FB için ya herro ya merro yolu gözükmüş. 10 oy 2.liğe 13 oy sonunculuğa sadece 4 oy 3.olur Uefa dan devam edere.

23 Kasım 2008 Pazar

Olmadı ES-ES

BJK 2-ES ES0

Rookies

GP MPG PTS RPG APG STPG EFF48M EFF
1) Derrick Rose , CHI 13 37.3 18.8 .3 5 1.2 0.08 23.76 18.54
2) O.J. Mayo , MEM 13 38.8 20.2 15.8 4.7 2.2 1 19.55 15.85
3) Marc Gasol , MEM 13 29.2 12.215.57.2 1. 2 0.6 25.47 15.54
4) Anthony Morrow , GSW 6 25.3 15.3 15.0 3.5 .8 0.8 28.48 15.0
5) Jason Thompson , SAC 14 27.2 11.9 14.1 7.1 24.72 14.07
6) Michael Beasley , MIA 13 30.0 14.8 13.5 5.5 1.5 21.63 13.54
7) Greg Oden , POR 8 19.6 9.0 12.9 6.9 .8 0.5 31.46 12.88
8) Luc Mbah a Moute , MIL 1529.3 9.7 12.7 7.5 .7 0.9 20.83 12.67
9) Brook Lopez , NJN 12 23.8 8.7 12.3 6.7 .6 0.8 24.76 12.33
10) Rudy Fernandez , POR 14 27.8 12.2 12.2 3.0 2.1 21.13 12.21

Liste maç başına efficency puanına göre hazırlandı. Ama alınan sürelere dikkat çeker Eff 48 minute etkinliğine bakacak olursak sakatlıktan dönen Greg Oden ın sezonun geri kalanında ne kadar önemli roller alacağı açık. Bu istatistiğin yanında Don Nelson un cevheri Morrow un draft bile edilmeden takıma katıldığını belirtelim.

C.P. # 3


29 sayı 16 asist 10 ribaund vs Oklohoma Thunder

Bu arada Thunder coach Carlosimo yu yollayıp Scott Brooks u getirmiş hayırlı olsun.Belki sezonu 7 galibiyetle kaparlar:)))

New York Knicks


2 gün önce önemli 2 takasa imza attılar yazmadan olmaz dedim gecikdi gerçi biraz ama. Takımın bu sezonki en skorer iki oyuncusunu kadrodan çıkardılar. İlk önce Jamal Crawford u Warriors a vererek power forward pozisyonuna Al Harrington ı kattılar. Daha sonra da Clippers a Zach Randolph ve Mardy Collins i verip Cuttino Mobley ve Tim Thomas ı aldılar. Takımın en skorer ve dominant adamlarını takas etmelerinin tabi ki tek bi nedeni var; 2010 yılının yazında free agent olacak Lebron James, Dwyane Wade ve Amare Stoudemire gibi süper yıldızlar.Bu yıldızlardan en az birini kadrolarına katmayı düşünen çoğu takım gibi onlarda yıllık ücretleri bayaa yüksek olan 2 yıldızlarını tasviye ettiler. Önümüzdeki günlerde bu amaç uğruna diğer takımlardan da birkaç hamle görebiliriz.

Air Canada


Yaptı yine yapacağını. Kavgalı ayrıldığı eski takımı Toronto Raptors ı geçen yılda son saniye 3lüğüyle yıkmıştı bu yıl da pek bi değişiklik olmadı. Önce normal sürenin sonunda inanılmaz bir üçlük sokup maçı uzatmaya götürdü sonrada uzatmaların son 1.2 saniyesinde yandan oyuna sokulan topu resimdeki gibi ters aley hoop smacıyla sayıya çevirdi ve maçı kazandıran isim oldu. Geceyi 39 sayı ile kapadığını ekleyelim.

22 Kasım 2008 Cumartesi

Osmanlı Cumhuriyeti

Komedi mi? Kesinlikle değil.
Dram mı? Film bittiğinde ağlanyalar bile vardı ama , yok drama olmaz.
Peki ne?
2 saatim+bilet parasına malolmuş son yıllardaki en saçma , ne için yapıldığı belli olmayan,neyi anlattığı belli olmayan, gereksiz ve anlamsız birçok- hatta filmin tümünde- diyaloğa sahip Türk filmi.
Evet konu güzel ya Atatürk olmasaydı ? Atatürk olmasaydı Orta Asyadan Anadoluya göçmüş 1000 yıl bu topraklara hükmetmiş ve hala hükmetmekte olan Türk kanı elbet içinden birilerini çıkaracakdı. Neymişmiş Irak hesabı ABD li valiler İstanbulu yönetcekmiş de falanda filanda. Filmden alınabilecek en doğru düzgün mesaj olan bazı şeyleri zamanı geçmeden halletmek yani testi kırılmadan tokatı atmak gerektiği mesajı bile saçma ve altı boş. Belki filmde ti ye alınan Burger Kingler vb. şeyler bu ülkeye girmeden, 80 lerde 'bizim çocuklar' darbeler yapmadan önce çekilseydi , Amerikan filosunu taşlayan üniversite gençliği coplanıp, hapishanelerde işkencelere uğramadan böyle bir konu ele alınabilseydi benim de kapanış sahnesinde gözlerim az da olsa buğulanırdı ama film geneline bakınca Ata Demirer in oyunculuğu dışında 'olmamış'.

17 Kasım 2008 Pazartesi

Ne Desem Boş

100.postum bu olacakdı aslında ama 102 de iyidir artık...







Bu fotoları gördükten sonra Usher a bir türkü ile seslenmek istiyorum;
Beni burada arama anne
Kapıda adımı sorma
Saçlarına yıldız düşmüş
Koparma anne Ağlama
Kaç zamandır yüzüm tıraşlı
Gözlerim şafak bekledim
Uzarken ellerim
Kulağım kirişte
Ölümü özledim anne
Yaşamak isterken delice
Ah verebilseydim keşke
Yüreği avcunda koşan
Herbir anneye
Tepeden tırnağa oğula
Ve kıza kesmiş
Bir ülkeyi armağan
Düşlerimle sınırsız
Diretmişliğimle genç
Şaşkınlığımla çocuk devrederken sıradakine
Usulca açılıverdi
Yanağımda tomurcuk
Pir Sultan'ı düşün anne
Şeyh Bedrettin'i Börklüce'yi Torlak Kemal'i düşün anne
İnsanları düşün anne
Düşün ki yüreğin sallansın
Düşün ki o an
Güneşli güzel günlere inanan
Mutlu bir yusufçuk havalansın
Yani benim güzel annem
Alacaşafağında ülkemin
Yıldız uçurmak varken
Oturup yıldızlar içinde
Kendi buruk kanımı içtim
Ne garip duygu şu ölmek
Öptüğüm kızlar geliyor aklıma
Bir açıklaması vardır elbet
Giderken darağacına
Geride
Masa üstünde boynu bükük kaldı kağıt kalem
Bağışla beni güzel annem
Oğul tadında bir mektup yazamadım diye kızma bana
Elleri değsin istemedim
Gözleri değsin istemedim
Ağlayıp koklayacaktın
Belki bir ömür taşıyacaktın koynunda
Yaşamak ağrısı asıldı boynuma
Oysa USHER tadında yaşamak isterdim
Ölmek ne garip şey anne
Bayram kartlarının tutsaklığından aşırıp bayramı
Sedef kakmalı bir kutu içinde
Vermek isterdim çocukların ellerine
Sonra Sonra benim güzel annem
Damdan düşer gibi
Vurulmak isterdim bir kıza
Gecenin kıyısında durmuşum
Kefenin cebi yok
Koynuma yıldız doldurmuşum
Koşun çocuklar çocuklar koşun
Sabah üstüme
Üstüme geliyor
Kısacası güzel annem
Bir çiçeği düşünürken ürpermek yok
Gülmek umut etmek özlemek
Ya da mektup beklemek
Gözleri yatırıp ıraklara
Ölmek ne garip şey anne
Artık duvarları kanatırcasına tırnağımla
Şaşkın umutlu şiirler yazamayacağım
Mutlak bir inançla gözlerimi tavana çakamayacağım
Baba olamayacağım örneğin
Toprak olmak ne garip şey anne
Uçurumlar ki sende büyür
Dağdır ki sende göçer
Ben yaprak derim çiçek derim
Cam diplerinde açmış kanatlarını kozalak derim
Gül yanaklı çocuğa benzer
Yine de Oğlunu yitirmek kimbilir
Ne garip şey anne
Her kavgada ölen benim
Bayrak tutan çarpışan
Her kadın toprağı tırnaklayarak doğurur beni
Özlem benim kavga benim aşk benim
Bekle beni anne Bir sabah çıkagelirim
Bir sabah ana bir sabah
Acını süpürmek için açtığında kapını
Adı başka sesi başka nice yaşıtım
Koynunda çicekler
Çicekler içinde bir ülke getirir

Arda Turan


Daha 7 bilemedn 8 yaşındadır heralde



Yaş 14-15 20012002 sezonu sanırsam ;izlemek,görmek o heyecanı yanıbaşında yaşamak


16 civarıdır heralde Maradona lığa soyunmuş,zaten o yaşlarda GS takımı dünya çapında bütün kupalara talip...



O olmasa kime kalmıştık hatırlatıyım;Marcelo Carrusca... Bayrak adam olmak öle kolay olmuyor 2007 sezonu



Türk futbolunun zafer gecelerinden biri,Norveç deplasmanı .Artık Fatih hoca nasıl bir konuşma yapdıysa 19 yaşında bir çocukdaki ciddiyete dikkat çekerim...




Kaçımız farketti ikinci devreye çıkarken Arda nın gözlerindeki kazanma hırsını? Kaçımız takım arkadaşlarına soyunma tüneli çıkışında takım kaptanıymış gibi popolarına vurup 'Hadi beyler yapacağız' gazını verdiğini gördü? Daha 20 yaşında bile değildi...




Sadece biz değil bütün dünya ,daha 4 ay önce bu çocuğu dünyanın en iyilerinden biri olduğunu görmedi mi?


It's not the truth ,It's not the end...

Ah Ulan Koca Adam


Bugün kaybetmişiz Anıl kardeşimizi. Ne denilebilir ki. Konuşalacak o kadar şey varken bile, o kadar mutlu mesut eve gelinmiş 100.post için özel bir resim, güzel cümleler düşünülürken,duyduğum anda insanın tüylerini diken diken eden ve içindeki o mutluluğu fısss diye söndüren bir haber. Hiç hoşlanmam insanların hastalıklarını konuşmayı, dinlemeyi,anlatmayı belki de insanların hemen eski haline döneceğini düşünmemdemdir. Çoğu zaman olmuyor işte . Bize; tüm yardım edenlere,Ultraslan ve GS camiasına ve ailesine başsağlığı ,KOCA ADAM a Allah dan huzur ve rahmet dilemek kalıyor....

15 Kasım 2008 Cumartesi

A Special One 'ANDREAS MÖLLER'

Futbolun daha bir güzel olduğu dönemlerin ironik adamıdır benim açımdan Möller. Gidişleri-dönüşleri, başladığı takımda futbola veda edişi, talihsizlikleri ve şampiyonlukları...
Zidane öncesi 10 numaraların en önemlisidir belki de. 85 yılında doğduğu şehrin takımı Frankfurt ta başlıyor futbol hayatı. 87 de Dortmund a transfer oluyor ve Avrupa sahnesinde yer almaya başlıyor.90 dünya kupasını kaldıran takımda fazla şans bulamasa da kadrodaki yerini alıp, Maradona yerine kupayı kaldıranlardan biri oluyor. Sonra ver elini tekrar Frankfurt,2 sene daha babaocağında geçirip 25 yaşında zirveye çıkmaya başlıyor Andreas. 92 yazında Juve ye transfer olup ,93 Uefa kupası finalinde eski takımı Dortmund u geçip kupaya ulaşıyor. Bu başarıdan etkilenmiş olacaklar ki eski takımı Dortmund efsanevi kadrosuna onu da katıyor 94 yazında. Üst üste gelen 2 Bundesliga şampiyonluğu sonunda artık Alman milli takımının kaptanlığına yükseliyor. Euro 96 yarı finalinde ev sahibi İngiltere yi penaltılarla geçiyorlar ve bu pozu veriyor Möller



ama ne yazık ki sarı kart cezalısı olduğundan dolayı finalde oynayamıyor kupa yine onun ellerinde yükselcek olsa da.97 Mayıs ı geldiğinde şans mı desek bilemiyorum bu sefer Şampiyonlar ligi finalinde eski takımlarından Juventus ile karşılaşıyorlar ve kazanan yine o. Bu saatten sonra heralde bir insanın yeryüzünde futbol topu sayesinde kazanacağı bütün başarıları kazanmış olduğundan takımıyla beraber düşüşe geçiyor. Milenyumla beraber o da değişiyor olacak ki bizim ligimizde Fb-Gs derbisi gibi adlandırabileceğimiz bir derbinin diğer tarafına imza atıyor Schalke li oluyor. Fosforlu sarı formanın değişilmez adamı olan Möller in aslında koyu bir Schalke taraftarı olduğunu öğreniyorum televizyon sayesinde,garipsemiyor değilim hatta biraz içim burkuluyor. 3 sezonda Schalke de sakatlıklarla boğuşarak geçiyor ama 2 Almanya kupasını da almadan edemiyor ve son durak babaocağı Eintracht Frankfurt 2003-2004 sezonunda çıkılan 11 lig maçı. Toplamda 485 kulüp ,85 milli takım maçı; hepsi üst düzey futbolun oynandığı takımlar bi yerde onun da bünyesi yeter diyor heralde.
Şimdi 18-19 yaşında olanlar belki en çok Zidane ı hatırlayacaklar ama bizimle beraber bir üst yaş grubu için hep bir winner olarak o hatırlanacak. Maçı kazandıran 10 numaradır sözünü özler oldum ...

12 Kasım 2008 Çarşamba

Efes Pilsen


Yazımı yazdığım dakikalarda CSKA deplasmanında skor 81-56 son 5 dakika 25 saniye, nerden başlayacağımı bilemiyorum o yüzden madde madde gitmenin daha doğru olcağını düşündüm;

- Şu an itibari ile CSKA 24 de 17 üçlük isabetiyle oynuyor. Tamam adamların takımı NBA e koysan sırıtmaz ama şuta el kaldırın be kardeşim. Savunmada 35 dakika itibari ile yapılan tek olumlu hareket K.G. nin Lorbek e yaptığı 2 blok

- 3. çeyreğe 0 sayı ile giren eski Efes li Tragan Langdon bu çeyrekte 5 de 5 üçlük kullandı. Kullanabilir tamam ama 1 atar 2 atar 3. yüde soktuğu anda sen eğer Avrupa da kupa kaldıran bir coach isen ve bu yıl ki hedefin de final four ise kenarda Türkiye nin en iyi savunmacısı Sinan Güler oturuyor ,alırsın oyuna 4.,5. girmez

- Ergin Ataman tamamen ipleri elinden kaçırmış. Nasıl bir kadro kurgusudur anlayamadım. Takımın en önemli pozisyonları 1 (pg) ve 5 (c) numaralardır. Büyük beklentilerle alınan Kasun un sakatlanması tamamen talihsizlik ,peki ya Vujanic kimdir ?nedir?sahada hangi amaçla bulunur? 3 maçtır takip ediyorum , rahmetli dedem 94 yaşında evinde yürürken öyle kambur durmazdı.Adam sahada kamburunu çıkarıp dolaşmak ve 1.90 olan boyunu 1.70 civarına çekip savunma yapıyormuş gibi görünmekden başka hiçbirşey koymuyor sahaya.

-Yine Ergin Ataman hatası; yahu Engin Atsür,Sinan Güler,Cenk Akyol bu takımda geçdim 20 yi 10 u, 5 dk. süre alacak kadar kaliteli oyuncular değiller midir? Değillerse geçen yılın en çok gelişme gösteren adamı Sinan, Türkiye Milli takımının 3 yıldır,pozisyonlarında 2. bilemedin 3. tercihleri olan Engin ile Cenk kadroya niye dahil edildi.Bu adamların 3 ünü al koy GS C.Crown yada BJK Cola Turka ya benim birinci şampiyonluk adayım olurlar.

- Yine seçim hatası; Kakouzis i pek severim Yunan Milli takımından ,adam tam bir winnerdır.İnce yapısı hücum özellikleri,şutör eli ama savunma yapmasını pek sevmeyen tarzı vardır. Bu arkadaşın üstüne BJK dan Shumpert i alıyorsun. Özelliklerini saymıyorum, copy -paste idir Kakouzisin. Niye daha değişik meziyetleri olan bir 4 numara seçimi yapmazsın Ergin Hoca???

- Maç bitti . Skor 90-68 .Charles Smith in 9 metreden attığı 3 lüklere dua etsinler yoksa fark 40 ı bulurdu.

Uzun lafın kısası Vujanic,Thornton,Kakouzis ve Shumpertden biri,yeni 5 numara Jones hemen gönderilip bu takımı başdan yaratmakta fayda var. 1 ve 5 numaralara yapılacak sağlam 2 transfere artı olarak Türk oyuncuların daha fazla süre ve rol almaları ile güzü bahara çevirebilirler.

Araya sıkıştıralım. Tecrübesi ile alır dediğim maçta GS Cafe Crown Buducnost deplasmanında dağıldı.93-62 Ne Hüseyin ne Cüneyt ne de Guroviç tecrübede bazen geri tepiyormuş.

Saygı Duyarım # 5

Ben anadolu çocuğuyum
Biraz da deli dolu
Kızdı mı dünyaya yakarca bakan
Sevdi mi içinde ormanlar yanan
Tek tabanca, yalansız çıkmış yıllardan
Yılandan korkmam yalandan korktuğum kadar
Benim bu aleme aklım ermiyor

Ben anadolu çocuğuyum
Benimde senin gibi, onun gibi arzularım var
Tırnakları kısa
Katıksız kadın, katıksız ana
Gözleri güleç, yüreği insan birini istiyorum

Ben anadolu çocuğuyum
Bildiğin gibi
Yüzümde derin siyah çizgiler
Gözümde diken ve yaban otları
Yayla rüzgârları geçer içimden
Dikenli tellere takılır gönlüm
Kan ağlar
Anlatamam, ağlayamam

Ben anadolu çocuğuyum
Böyle geldim dünyaya
Pişman da değilim
Başakları ellerimle büyütürüm ben
Başaklar eğilir, ben eğilmem

Ben anadolu çocuğuyum
Yolum sevgiden geçer
Kimsenin hakkını yemedim ki ben

Kayahan -Ben Anadolu Çocuğuyum-

11 Kasım 2008 Salı

European Football


Artık ligler,takımlar ve futbolcular iyice liglere ısındı ve yorumlarda yavaş yavaş gerçekçilik paylarını artırmaya başladı.
İlk olarak Serie A ile başlayalım. Milan Lecce deplasmanında 3 puanı son dakikalarda verdi. Maç bayık bir havada geçmişdi zaten 1 puana razı olsunlar, nereye kadar 1-0, 1-0 kazanacaklardı ki. Lideliği İnter e teslim ettiler. Cruz son dakikada sahneye çıktı ,11 kişi mükemmel kapanıp sabaha kadar oynasalar gol atamazlar dediğim Udinese yi yıktılar.Napoli Sampdoria yı 2 , Lazio Siena yı 3 golle geçti 3 ve 4 . sıralara yükseldiler. Juve Del Piero ile yola devam diyor. Açılışı Piero yapdı son noktayı ise Iquinta koydu Chievo deplasmanında.Juve 6. ama liderle 3 puan fark var. Serie A her zamankinden daha zevkli , şampiyon son hafta belirlenebilir bu gidişatla.Son söz Roma ya . 10 maçta 10 atıp 18 yediler 8 puanla 17. sırada ve düşmemeye oynuyolar. En kısa zamanda toparlanmaları dileğiyle.
Ada ya geçelim . Haftanın maçında FB ye gol atma becerisini gösteremeyen 'Gunners' Emirates de MANU yu Nasri nin 2 golü ile geçdi,2-1. Kaybetselerdi liderlik yarışının 12. haftada dışında kalacaklardı.Liverpool kendi evinde WBA ya 3 gol atıp rahat kazandı. Chelsea ise deplasmanda Blackburn u Anelka nın 2 golü ile yenip evine 3 puanla döndü ve zirvede Liverpool la 29 ar puanla başbaşa kaldı.Tuncay Boro yu Aston Villa deplasmanında 3 puana taşıdı,1-2. Haftanın diğer zevkli karşılaşmasında ise Man.City çıkıştaki Totenham a 1-2 yenildi, maçta çıkan 3 kırmızı kart Totenham ın çıkış yolunun mücadele ile açılcağını anladığının göstergesi.Ligde dikkatimi en çok çeken istatistik lider Chelsea nin 12 haftada sadece 4 gol yemiş olması. Scolari rules:))
Bundesliga da beklediğim sonuç geldi. Herta lider Hoffenheim a dur demesini bildi,1-0. Bundan sonra oynanacak maçlar Hoffhenheim için daha gerçekçi sonuçlara açık olacaktır. Leverkusen ise bu sonuçdan yaralanamadı. 3-0 öne geçdikleri deplasmanda Karlsruhe ye 1 puanı hediye ettiler,3-3. Bayern yavaş yavaş geliyor demişdik. Bu hafta artık potaya girdiler. Gelschenkırchen de Schalke yi 1-2 ile geçip 3.lüğe yükseldi. Diğer 3 sonuca açık maçda ise Hamburg Dortmund u 2-1 geçmeyi bildi, onlarda 4.sıradalar.
Son olarak La Liga ya uğramadan olmaz. Higuin ve Etoo 4 lediler. Real Malagayı zorlanmasına rağmen 4-3 le evine puansız yolladı,Barca ise kendi çöplüğünde erken boşalmaya devam etti tedavi şart:)) 6-0 . Aurelio Betis i Numancia deplasmanında attığı 2 gol ve oynadığı süper oyunla galibiyete taşıdı,bundan da önemlisi takımı üst sıralara taşıyabilecek kadar kaliteli olduğunu gösterdi.Villereal ve Valencia da kazanınca üst 4 lüde kopma olmadı.Son olarak Ossasuna yı uyaralım; 10 maç 0 galibiyet 5 beraberlik 5 mağlubiyet, attığı 3 yediği 9 . Nasıl bi istatistikdir arkadaş bu???

10 Kasım 2008 Pazartesi

ATATÜRK


70. yılı oldu ölümünün. Kimi film çekti kimi kitap yazdı , bu millet onu asla ama asla unutmadı!!!
http://www.youtube.com/watch?v=tnkx0qrxrks

izmir'in dağlarında çiçekler açar
altın güneş orda sırmalar saçar
bozulmuş düşmanlar yel gibi kaçar
yaşa mustafa kemal paşa yaşa
adın yazılacak mücevher taşa

izmir dağlarına bomba koydular
türk'ün sancağını öne koydular
şanlı zaferlerle düşmanı boğdular
kader böyle imiş ey garip ana
kanım feda olsun güzel vatana

izmir'in dağlarında oturdum kaldım
şehit olanları deftere yazdım
öksüz yavruları bağrıma bastım
kader böyle imiş ey garip ana
kanım feda olsun güzel vatana

peygamber kucağı şehitler yeri
çalındı borular haydi ileri
bozuldu çadırlar kalmayın geri
yaşa mustafa kemal paşa yaşa
adın yazılacak mücevher taşa

türk oğluyum ben ölmek isterim
toprak diken olsa yatağım yerim
allah'ından utansın dönenler geri
yaşa mustafa kemal paşa yaşa
adın yazılacak mücevher taşa

9 Kasım 2008 Pazar

İki Dörde Eşitmiş


F5liler kendi sahasında oynamasına rağmen topu bu kadar arkada karşılayabilirdi, onu da yapdılar. Toplasan 2 kez geldiler kaleye ama 4 gol buldular. GS ise sahada tamı tamına 8 kişiydi. Eskiden beri derler BJK İnönü stadının sol kanatta oynayana etkisi büyüktür o yüzden BJK li sol kanatlar fazla tutunamaz diye . GS da ise Kadıköy ün atmosferinden sahada ne Sabri vardı ne de Hakan . İki bekte yokları oynadılar. FB karşı sahaya geçmediği için savunma yaparken zaten gözükmediler, hücumda ise ne bir bindirme ve çizgiye inme ne de ortaya doğru delişler. Takımı eksik bırakan diğer isim ise Arda oldu. Hep söylüyorum o stadda gerçekten kazanmak zor diye. Gerçek bir GS evladı olarak Arda nın bu piskolojiyi hissetmesinden doğal birşey olamaz. Daha 22 yaşında olduğunu ve Kadıköy de yıllar sonra alınacak olan galibiyetde takımın kaptanlık pazubandını taşıyacağını unutmayalım.
99-00 sezonunda Johnson ın attığı gol meşhurdur. İnsanın ergenlik zamanında bazı şeyleri anlaması önemlidir. Bende o günden sonraFB ile oynanan her maçta % 51 Fener derim ne olursa olsun, Kadıköy de ise % 80 dir. Neyse her sene büyük bir zevkle gider o çileyi çekerim . Ne de olsa 90 dk. bittiğinde GS yıllık tecavüz kotasını doldurmuş olacakdır:)))

Ayıp Oluyor Ama # 3


İSTANBUL TAKIMLARINI TUTANLAR BİRAZDA BİZİM TAKIMLARIMIZI TUTSUNLAR
'ESES TARAFTARI'

Ayıp Oluyor Ama # 2

Daha çok gençken,
bir şey görmeden tattım ölümü
Sittin ömrümüü
A.Quduğumunnn
Bölümüüüüüüüü

Mustafa Filmi Hakkında

Ayşe Arman röportaj yapmış Can Dündar ile . Geçen hafta filmi bende izledim . Açık açık söylenemiyor , anlatılamıyor içkisi ,sigarası ön plana çıkarılıyor diyor Can Dündar ve ekliyor ;
'Özel hayatını anlattığımız söyleniyor, ama aslında film onu anlatmıyor. Başka bir mücadele var Atatürk’ün hayatında, ben onu fark ettim ama gelen tepkilere bakıyorum da filme çok yedirememişim. Asıl mücadele ne Yunanlılara ne asi Kürtlere ne de gericilere karşı veriliyor. Atatürk’ün asıl mücadelesi, "İktidarı, gökyüzünden yeryüzüne indirme meselesi." Ben bütün mücadelesini topyekûn elden geçirdiğimde bunu gördüm. Üstelik yapmaya çalıştığı çok özel bir şey, sadece Türkiye’yi değil bütün insanlığı ilgilendiriyor. Bütün insanlığı dönüştürebilecek bir şeyden söz ediyor. O sonda yaptığı konuşmada söylediği bir şey var ki -ben bunun filmin en çok konuşulacak şeyi olacağını sanıyordum, üzerine kimse bir satır bile yazmadı- bunu insanlık tarihinde söyleyebilecek başka bir lider bilmiyoruz. "Biz ilhamlarımızı gökten değil, yeryüzünden alıyoruz, bizim ilkelerimiz gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla bir tutulmamalıdır" diyor. Burada sadece İslam da söz konusu değil, bütün dinlere bir gönderme var.'

8 Kasım 2008 Cumartesi

Cafe Crown-Jazz-Clippers

Basketbol yazılarında artış olacağını belirtmiştim. NAU yazımdan sonra biraz da sezon başı dikkat çeken takımları inceleyelim dedim.
İlk olarak GS C.Crown dan bahsedelim. Az önce 76-70 sonuçlanan Mutlu Akü Selçuk Üni. maçıyla beraber ligde 4 de 4 yaptılar. Avrupa da ilk turu rahat geçmişlerdi. GS de gözler haftaiçi oynanacak 2. eleme turu maçına çevrildi. İlk maçta rakip Buducnost u fazla tanımamanın verdiği dezavantajla GS kendi evinde sahadan sadece 2 sayı önde ayrılabildi. Deplasmanda 2 sayı altı mağlubiyetler ve galibiyet gruplara kalmasını sağlayacak. Bu dakikadan sonra GS formunu ve en önemlisi tecrübesini ortaya koyarak turu geçecektir.
Biraz da NBA e göz atalım. Maçları 48 dk. izleyemesemde haftaiçi NTVspor sağolsun artık bütün takmları özet görüntülerle takip edebiliyorum, tabii sabahları yapılan nba.com seansınıda unutmamak gerek.
Mehmet Okur lu Utah Jazz bu sezon en dikkat çeken performanslardan biriyle başladı 82 maçlık uzun sezona. Sabaha karşı oynanan maçda ligin yeni takımı Oklahoma Thunder ı geçip 5 de 5 yaptılar. Hem de oyun kurucuları all-star yıldız Deron Williams dan yoksun halde yakaladılar bu seriyi. Boozer ın performansı ve isteği dikkat çekici. Kirilenko ise yeni kadro kurgusu ile 6. adamlığa soyundu ve bu onu daha fazla ateşledi görülüyor. Williams ın da dönüşü ile batı konferansında ilk 4 de kendilerine rahatlıkla yer bulacaklar gibi.
İki çiçek bir böcek diye deyim vardır. Sıra geldi böceğe. Sezona iki bomba transferle giren L.A. Clippers üst üste 6 maç da- 4 ünü kendi evlerinde oynadılar- mağlup ayrıldılar. Halbuki sezona ligin en iyi uzun savunucularından Marcus Camby ile en ateşli point guardlarından ki benim listemde ilk beşdedir Baron Davis i alarak girmişlerdi. 1,2,3 yenilgi sonrası olur bunlar, takımın mayası falan diyordum ama 6 maç üst üste mağlubiyet bir şeylerin takımda oturmadığı hatta hatta eksik kaldığı yönünde fikir bıraktı bende. Şimdi oturup düşünmeleri ve yeni bir başlangıç daha yapmaları gerekiyor.

KALKEDONDAN ÇIKIŞ

Yarın saat 19:00 da benim için bütün dünyevi dertlerin ve ihtiyaçların 2 saatlik duraklamaya uğrayacağı maç var Kalkedon da.
Galatasaray ım F5 karşısında geçen yıl yavaş yavaş kırmaya başladığı şansızlığını tarihe gömme zamanının geldiğinin farkındadır heralde. Takımda geçen yıl son 5 hafta Arda TURAN ın başlattığı ve bu hafta Benfica maçından sonra da ortaya çıkan fırtına öncesi sessizlik taktiği ve full konsantrasyon amacı inşallah geçen yıl şampiyonluğa uzanırken olduğu gibi bu senede işe yarar.
Full konsantrasyonun yanı sıra oyun içi dengeleri değiştirecek oyuncuların GS da daha formda oldukları herkesin gözü önünde. GS ın, yapması gerekenin sıkı hücum pres ile erken atılacak bir gol olduğunu bilmesi gerekiyor. Yoksa F5 son 9 yılda da olduğu gibi taraftarıyla bütünleşince herşey olabilir.
Öte yandan kendi düşüncelerime gelince.Dünyanın en süper derbisi gözüyle bakıyorum ben bu maça. Sami Yen de de ayrı bir havası oluyor ama Kalkedon u hem de şampiyonluk maçında görmüş, o heyecanı yaşamış biri olarak Boca- River derbisinden bir adım öteye koyarım. Nedeni ise stadın yapısı ve daha çok taraftar savaşına dönüşmesi. Eski yıllarda meşaleydi, konfetiydi stada sokabilirdik ve karnaval havasında geçilirdi. Şimdi insanların elinden o zevkleri de alınınca 1 yıl boyu beklettikleri enerjilerini birbirinden çıkarıyorlar. Bu nedenler ve maçın başlaması ile duyulan o büyük heyecan herkesin gidip görmesi gereken dünyanın sayılı spor olaylarından birini ortya çıkarıyor.
Son söz ise klasik;
GELİYORUZ !!!!!!!!!!!!

6 Kasım 2008 Perşembe

R90


Milan yine 1-0 a razı oldu. Uefa maçında San Siro da Ronaldinho sahneye yine 90.dk da çıktı ve takımına çok önemli bir 3 puan hediye etti. 2 maçdır Ronaldinho 90 da atıyor Milan kazanıyor. Forma numarası ve nike ile yaptığı sponsorluk anlaşmalarından akıllarda kalan R90 projesi de yavaş yavaş hayata geçmeye başladı.

Rahatlık

Tuttuğun takımın maçını izlerken nasıl rahat olursun 5 yıldır unutmuştum. Önce Olimpiakos sonra da bugünkü Benfica maçlarında hatırladım. Karşı takımı sahasından çıkarmayacak hücum pres ve oyun kontrolünü her dakika elinde tutan bir Galatasaray. Bu takım bugün ve Olimpiakos maçlarında oynadığı futbolla hedeflenen şampiyonluğa layık olduğunu gösterdi. Alır mı alamaz mı bilemem ama oynanan futbol taraftarın içini ısıtan türden. Bu arada 2 maçta da gol yenmemesi hele hele Türk futbolunun yan top zaafiyeini göstermemesi iyiye işaret.
Geceye son noktayı ise Futbol Zirvesinde Ercan Taner koyuyor;
' Galatasaray % 95 (durup 1-2sn ye düşünür)hatta hatta % 98 gruptan çıkmayı garantiledi'

Tony Parker

Dün gece NBA de oynanan maçların sonucuna bakıyordum. 100 sayı atarak maçı bitirse şaşacağım kadar kötü hücum edip savunmayı düşünen San Antonio Mınnesota yı 129-123 yenerek 3 maçlık mağlubiyet serisini bitirip bu sezon ilk galibiyetini almış. Skora şaştım 129 sayımı oha falan oldum. Skor tabelasına girince maçın 2 uzatma sonucunda biitiğini gördüm. Ama asıl görüp de şaşaladığım nokta Tony Parker ın 50 dk sahada kalarak ürettiği 55 sayı 10 asist 7 ribaund dı . Kobe böle bi istatistik yapsa tarih sayfalarına altın harflerle yazılır , ee peki Parker yapınca ???

5 Kasım 2008 Çarşamba

A Special One 'PETAR NAUMOSKİ'


Yazının başındaki bilgilendirme kısmını Vikipedia dan direk copy -paste etmiş olduğumu belirtmek isterim. Naumoski kimdir? nedir biliniz istedim.Yazının sonlarına doğru 23 yaşındaki bünyemdeki etkilerini ve anı oalrak aklımda kalanları okuyabileceksiniz.

Petar Naumoski, (d. 27 Ağustos 1968). Makedonyalı basketbolcu. 1.94m. boyundaki Naumoski, Türkiye'de Efes Pilsen ve Ülkerspor formaları giymiştir. Aynı zamanda Türk vatandaşlığına da geçmiş olup ismini Namık Polat olarak almıştır.
1989 ile 1991 yılları 1992'de sadece 50 bin dolar yıllık ücret karşılğında Efes Pilsen'e transfer oldu. İlk sezonunda Efes Pilsen normal sezonda ve playoff'ta oynadığı 37 maçı kazanarak şampiyon olurken Naumoski başroldeydi. Aynı sezon Avrupa Kulüpler Kupası'nda takımının finale kadar çıkmasında da büyük pay sahibi oldu. Ancak, İtalya'nın Torino kentindeki final maçında takım arkadaşları gibi tecrübesizliğinin kurbanı oldu ve Yunan takımı Aris karşısındaki 48-50'lik yenilgiyi önleyemedi.
1993-94'te Efes Pilsen ile lig ve kupa şampiyonluğuna ulaştı. 1994'te İtalya'nın Benetton Treviso takımına transfer oldu. 1995'te İstanbul'daki Avrupa Kulüpler Kupası final maçında attığı 25 sayıyla Benetton'u şampiyonluğa taşıdı.
Ertesi sezon Efes Pilsen'e döndü. 1996'nın mart ayında Efes Pilsen'in Avrupa'nın en iddialı takımlarını sırayla eleyerek Koraç Kupası'nı kazanmasında büyük pay sahibi oldu. Mavi beyazlı takımda iki lig şampiyonluğu daha yaşadıktan sonra 1999'da İtalya'ya transfer oldu. 2001 yılında Ergin Ataman'ın çalıştırdığı Montepaschi Siena takımını Saporta Cup finalinde attığı 23 sayı ile kupaya götüren en önemli isimdi. 2004 yılının başında tekrar Türkiye'ye dönen Polat Namık Ülkerspor'un formasını yarım sezon boyunca giydi.
Petar Naumoski, ülkesi Makedonya'da bir dönem VMRO-DPMNE partisinden Üsküp milletvekilliği de yapmıştır.

Bu kariyere ne denilebilir ki. NBA de bir kadro kuralım ilk kimi alırısın sorusuna işi az çok bilenler Jason Kidd derler . Nedeni kendinden çok takımı oynatması ve takımı başarıya taşımasıdır. Naumoski de eski zamanların Kidd iydi. Kime gittiyse şampiyonluk kupasını aldı .

Benim açımdan NAU ise tam bir efsanedir. Koyu GS taraftarı olan bendeniz için HAGİ öldüğü gün nasıl yas tutulacaksa aynısı NAU içinde geçerlidir. Basketbolu sevmeme , sevmekten öte bağlanmama futbol dışında da hatta futboldan daha zevkli ve akıl gerektiren bir spor olduğuna ve buna basketbol denildiğini bana öğretmiş kişidir. 93 yılında (7 yaşındaydım, ilk basket topumu unutamam; buz mavisi renkdeydi) hem basketbolla hem de NAU ile tanışmış önce Aris e kupayı kaptırmış , o Benetton da şampiyonluğu İstanbul da alınca sevinmiş, 96 yılı boyunca da Efes i kupayı götürüşünü hayranlıkla takip etmiştim. Yarı finalde Kinder Bologna deplasmanında o serbest atış kullanırken pota altındaki taraftarların potayı sallamasını kim unutabilir ki? Finalde ilk maçı şifreli yayınlayan Cine 5 saolsun radyodan maç sonucunu duyunca havalara uçmuştum. Deplasmandaki rövanş ise unutulmazlardandı. Abimle şimdiki kötü olan aramızı düşünüyorumda. Basketboldan pek anlamayan anne-babayı beraber yatağa yollayıp,ışıkları kapatıp ekran başına kitlendiğimiz ve maçın sonu ile sarmaş dolaş, bütün ev halkını hatta hatta sonraki gün okulda mahalleden arkadaşın söylediğine göre bütün mahalleyi inleterek bağırışlarımızı hatırlamak insanı yaşadığına inandırıyor.

Bu sevinci şu cümleleri yazarken bile bana hissettiriyor olması bile NAU nun yerini en el değmeyecek, çocukların uzanamayacağı yere çıkartıyor. Kupadan sonra ise Euroleague de oynamaya başlayan Efes ile kaç maç almıştır ? kaç maçı tek başına almış ? bana ne hareketler ne zeka kıvılcımları göstermiştir? Hatırladığım bir anımda da ; maç boyu sülkilase olmuş Efes i Partizan karşısında son 5 dakikada almış kafa kafaya getirmişti. Son 30 sn. ye onun elinde hayat bulucaktı ve ben biliyordum ki maçı oraya getirene kadar attığı üst üste 4 3'lükde olduğu gibi yine sayı olacak maçı alacaktık. Öylede oldu , biliyordum ama o kadar hayrandım ki bağırmadan coşmadan edemedim. İçerde tv ye bakan babam bana bişey olduğunu sanıp 'noluyo oğlum iyimisin?' diye koşup gelmiş beni mutlu mesut görünce,' noldu bişey oldu sandık' demişti. Cevabım NAU maçı aldı da oldu. Babam gülerek' Sen ne heyecanlanıyorsun? O adamın maç kaybettiğini görmedik ki!' demişti.

Benim aklımda hep bir winner olarak kalacak olan NAU ya bana hala o güzel duyguları hatırlarken mutluluk verdiği için teşekkürü borç biliyorum. Belki de o olmasa benim ne buz mavisi basket topum, ne abimle o kadar iyi bir dostluğum olacak, ne de babamın bana olan ilgisini bilebilecek, ne de sokakta basket oynarken elimi havaya kaldırıp 2 numaralı oyunu gösterip , tşörtün askısı ile de alnımdaki teri silebilecektim. Herşey için , varlığın ve başarıların için çok saol NAU.

4 Kasım 2008 Salı

And The A.I. Goes to?? East


İverson döndü. Hiç sevememiştim onu batı da oynarken. Hele hele Denver forması hiç yakışmıyordu onun gibi piskopat bi kişiliğe ne öyle 8-13 yaş arası genç kız renkleri.
Detroit te Hamilton a geçmiş olsun. Hatta Detroite de geçmiş olsun 3 de 3 yapmış bir takımı ne diye bozarsın ki. Billups ın kontratından kurtulmak için buna gerek yoktu bence üstüne üstlük Mcdyess ı da kaptırdılar.
Kim karlı çıktı anlamadım diyebileceğim bir takas. Detroit forma satacak desek zaten Nba e en çok ilgi gösteren şehirlerden biri hani öyle patlama falan olmaz. Denver şampiyonluk için tecrübe ile Carmeloyu harmanlayacak, Camby nin açığını kapıyacak desek; Billups da Mc Dyess da batının sıcağında erirler ayrıca bu sezonun sonunda hurdaya çıkarlar.
En son söz ise genel spor olarak bakınca bir yanlışlık olduğu açık. Bizimkiler Baros u 2. hafta getirdiler diye bas bas eleştiriyoruz ya ; Nba de sezon başınınönemini takipçileri iyi bilir antrenmandı , takım kadrosu ve kimliğiydi herşey sezon başında belli olur ki zaten sezon içinde hergün seyahat yaparken antrenman yapmaya pek vakit ve şans bulamazlar.

European Football


Uzun zamandır yazamadım. Haftasonuna girerken yazarım diyordum o da olmadı . Bir hafta daha geçti bol bol maç izledim o yüzden daha iyi oldu.
Seria A da Milan ilk 2 haftaki alışma sürecinden sonra kazana kazana liderliğe yükseldi. Durumları aynı Barcelona gibi. Ama bu ligde işler kolay gitmeyecek orası şimdiden belli. Udinese son yıllardaki en sağlam ekibi ve hücum hattını kurdu. 2. devrenin başında 5 dakika uyumasalar Genoa ya kendi evlerinde 2 puan kaptırmazlardı. İnter de Mourinho nun daha zamana ihtiyacı var sakatlıklar ve geniş kadro onun en büyük düşmanı. Queresma gibi bi adamı yedek oturtmak zorunda kalıyor ki kadronun o kadar geniş de olması gerekmiyor. Tamam takımın başına Şampiyonlar ligini alsın diye getiridi ama Serie A yıda unutmamaları gerek
La Liga da ilk 4 koptu gitti. Valencia kaybedince liderlikten oldu. Barca sağanak yağış altında liderliği devraldı.Malaga 1-4 Barcelona. Real Madrid Pablo Piatti li Almeira ya son dakikalarda 2 puanı verdi.1-1. Sarı denizaltılarda ise işler yolunda gitmeye devam ediyor. La Liga nın en sağlam hücum hattına sahipler.Nihat ın sakatlığında bile Bilbao deplasmanından 4 golle galip çıktılar, 2. sıradalar.
Almanya da Hoffenheim galibiyetlerin tadına son kereler bakıyor . Karlsruhe yi 4 lediler, artık yeter , kaybetme zamanları geldi. Bayern kazanıp 3.lüğe çıktı ve yavaş yavaş geliyorum mesajı verdi. Werder gol olup yağmaya devam ediyor. Avrupa da kimin maçını izlemek istersin deseler Bremen derim . Formaları olsun , tribünler olsun ve de maç içi seyir zevki olsun ,ki bu sene Mesut Özil de ayrı bir tad, Bremen açık ara önde gider.Dortmund da garip bir istatistiğe gidiyor.Kendi evlerindeki 6. maçta 5. beraberliklerini aldılar, mağlubiyetleri yok:))
Premier ligde geçen hafta,haftaiçi ve bu hafta 3 maç oynandı . Ligde sıralar yavaş yavaş oturmaya başladı. Totenham yeni hocası Redknapp ile rüyadan uyandı. Önce Arsenal e son dakika da 2 gol atıp 1 puan aldı sonrada yenilgisiz Liverpool a son dakika golü ile mağlubiyeti tattırdı. Ligin sonuncu sırasındalar ama Uefa yolları açıktır.Hull önce Chelsea sonra Man. Utd. ye yenilince ve pazartesi gecesi Aston Villa Newcastle a mağlup olunca ilk 3 sıradakiler atbaşı öne geçti. Chelsea - Liverpool ve maç eksikli Manchester şampiyonluk için çekişecekler. Tabii hemen enselerindeki Arsenal i unutmamak gerekir. 22.8 yaş ortalaması ile çıkmışlar yenildikleri Stoke deplasmanına. Premier ligin ilginçliği 7. ile 19. arasında sadece 4 puan olması.Kısacası öle düştüm vah vah diye ağlamaya yada Uefa ya gittim diye sevinmeye yer yok her hafta final derler ya maçları o motivasyonla oynamaları gerekiyor.

2 Kasım 2008 Pazar

tSl

İşte budur olay . Gerçekten SÜPER bir lig izlemeye başladık sanırsam. Geçen yıl Anadolu takımlarına ilham veren Sivas ın önderliğinde, bu yıl hedefini Şampiyonlar ligine çeviren Trabzon ile beraber çok keyifli maçlar izlemeye başladık. Bugün itibari ile de ligimizde yenilgisiz takım kalmazken tek galibiyet sevinci yaşayamayan takım ise Kocaeli oldu.
Yılalrdır gına gelmişti ilk 3 de GS, BJK, FB görmekden hatta hatta BJK de yönetim sorunları ile uğraşırken, iki yakalı lig izlemekten. Artık öbürkülerin de başa oynayabileceği açık. Nedeni ise mücadeleleri ve ' Bu 3 büyükler bizden ne kadar büyük?' sorusunu kendilerine sormaya başlamaları. Aldıkları cevaplar ortada lige; yeni çıkmış Eskişehir FB ile eşit puanda, GS ilk 5 i zorluyor, BJK ise hiç bi etkinlik gösteremeden Kayseri den puansız dönüyor..
Bundan sonrası ise daha kolay gelecek. Yani iyi ve göze hoş gelen futbol kısmı. Başarının uzak olmadığını gören takımlar yapacakları 1-2 yerinde transfer ile bu işi halledecekler. En azından ben şimdilik onlara inanıyorum . BASTIR ANADOLU!!!

1 Kasım 2008 Cumartesi

A Special One 'GEORGE WEAH'


Bu arkadaşda zenci, bu aralar Yeboah, Nonda derken iyice taktım .:)) Neyse George Weah dan bahsetcem. İlk olarak Monaco da gördük. Gerçi ben gördüğümde sene 2005 falan GS ın 100 yılı belgeselinde bahsediyordu . O meşhur Prekazi nin golü. Monaco nun başında Wenger , sahada Weah. Sonraları PSG de Avrupa yı sarsdı. Shevchenko lu Milan ın 2. forvetiydi. PSG zamanında Cantona ile beraber tarz edindikleri yakayı dikme olayı vardı. UEFA 2000 senesinin 99 yılında kalan en güzel hatırasını o bozmaya çalışmış ama 3- 2 almıştık maçı. Gol sonrası formasını çıkarmış ama içinden bi forma daha çıkmışdı. Öle kral bi adamdı.3 kez Afrika da yılın futbolcusu, ilk kez Afrikalı(Liberyalıdır kendisi) biri olarak dünyada yılın futolcusu ,ve Avrupa da yılın futbolcusu ödülleri de var . 504 maçlık kariyerinde 206 golü , ile milli takımda 60 maçda 22 gol ile gönüllere taht kurmuş.

Ohannesburgerler


Taze çıkan sonuçlar ile aklıma geldi. Sezon başında yazmıştım en sevdiğim en heyecan verici lig olarak Bundesliga yı göstermiştim. Yavaş yavaş nedenlerini lig tablousuna bakınca anlayabiliyoruz. 1.ile 11. arasındaki puan farkı sadece 9. Ama benim asıl dikkat çekmek istediğim konu bu değil.

Bu ligde havasından mıdır suyundan mıdır bilinmez acayip gollü maçlar geçiyor. Mesela geçen sezon maçların % 56 sı 2.5 gol üstü bitmiş. Gol ortalaması ise 2.8 lerde . Geçen sezonun gol ortalamalarına bakdığımızda bu sezonun 8. olmasına rağmen 11 maçda 28 gol atmış olan Werder Bremen ın 2.11 gol ortalaması ile sezonu bitirdiğini görüyoruz. Bu sene ise kendilerine kardeş geldi. Süpriz yumurta Hoffenheim 11 maçda attığı 31 gol ile liderlik koltuğunu son 3 haftadır kimseye bırakmadı. Mesela bugün iki takımınn maçı verdiğimiz örnekleri kanıtlar gibi ; Hoffenheim 4-1 , Werder de 5- 1 kazandı. İlerleyen günlerde yeni bir anket açmayı planlıyorum. Hangisi daha çok gol ile sezonu bitirir diye. :)