31 Mayıs 2011 Salı

Finaller Başlasın Artık


Bir tarafta son yıllarda kurulmuş en sağlam kadrolardan birine sahip Miami, diğer yanda buraya kadar alnının akıyla gelmiş Dallas. Hangi tarafı tutacağımı tam olarak kestirememekle beraber JASON babanya olan hayranlığımın WADE'den biraz daha fazla olduğunu hatırlayarak maç saati Mavericks'li olmam büyük ihtimal. Dirk-Lebron kapışması, Chandler-Bosh pota altı savaşı, ve Dallas'ın yedek triosundan alacağı katkı hem bizleri ekrana kilitleyecek hem de şampiyonluğun anahtarı olacak etkenler.

Bu arada istatistiklere şöyle bir göz attım da Lebron finale gelene kadar bayaa yorulmuş 44 dk. ort sahada kalmış, gerçi biyonik bir silahtır kendisi ama yorgunluk olabileceğini düşünüyorum. Ayrıca Dallas'ta ortalama 39 dk. yı gören olmazken Miami'nin 3 silahşörüde 39 dk ve üstünde süre almışlar. Yani yorgunluk etkeni sadece Lebron'u değil takım halinde Miami'yi vurabilir hele hele finallerde hata şansı olmayan Spoeltera'nın bu 3'lüyü dinlendiririken 2 kez düşüneceği de öngörülürse Miami'nin işi zor olacaktır. Avantajları ise Lebron'un yüzük için çok istekli olması ve Wade'in şampiyonluk tecrübesi. Dallas'ın avantajları ise takımın rotasyonu çok iyi becermesi ve Dirk 'in tarih sayfalarına geçecek performansları ki bence performansı bu seride de devam edecektir.

Neyse fazla uzatmadan tahminimi de söyleyim;

Maçın başlamasına 16 saat var daha ve KİDD başkan beni benden aldı bile :)))

DALLAS: 4 - MİAMİ: 2

29 Mayıs 2011 Pazar

Adam XAVİ Beyler


Messi falan iyi güzel de ne biliyim bu adam bi başka hacı yaaa. Cruyff Mruyff derdi büyükler de anlamazdık garip gelirdi. Messi'yi de anlatırım ama çoluk çocuk olursa birgün ben bu adamı anlatıcam veletlere. Büyük adam vesselam... Az önceki kupa yazılmamış ama adamın kariyere bir bakın hele...






26 Mayıs 2011 Perşembe

Rüzgar

Dün akşam saatlerinde bir transfer rüzgarı esti geçti. Galatasaray belki de bir yıldır beklediğim transferi bonservis ücreti ödemeden gerçekleştirdi ve Trabzonspor'dan Selçuk İNAN'ı kadrosuna kattı. Orta sahanın onun yeteneklerinde genç bir isme olan açlığını da bir yana koyarsak 10 üzerinden 9 puanlık bir transfere imza attık. Gelecek sezon Avrupa kupalarında olmayan Galatasaray için diğer iki İstanbul büyüğü ayrıca da Avrupa'dan bu kadar istenen Selçuk'a sahip olmak sezon içinde büyük artı olacak. Arda'nın iyi arkadaşı olması, genç yaşına rağmen bu seneki stresli şampiyonluk maratonunda hiç geri adım atmaması gibi avantajları da bu transferin artıları.
Fenerbahçe'nin EMENİKE transferi ise bazı artıları ve eksileri barındırıyor. Öncelikle Avrupa kupalarında savunma ağırlıklı oynayacak FB için, kontra atak futbolunu Emenike gibi adı sanı duyulmadığı için pek de önemsenmeyecek ama o şans ayaklarına gelince affetmeyecek bir isim üzerine kadroyu yapılandırmaları akıllıca. Diğer yandan ise bu futbolcunun dev arenalarda nasıl boy göstereceği ve ödenen 9 milyon €'luk bonservis bedelinin hakkını verip veremeyeceği ise kafalardaki soru işaretleri. İnşallah Avrupa arenasında beklenen performansı gösterebilir. Yoksa TSL'de kapanan savunmalara karşı kale önünde pek de becerikli olabileceğini sanmıyorum.
Gelelim BJK'nin savunmaya takviyesine. TS'den ayrılan bir diğer isimde kaptan EGEMEN Korkmaz oldu. Ersan Gülüm transferinin sıkıntıya girmesi nedeniyle yapıldığını düşündüğüm bir hamle olarak görüyorum. Ersan'a verilecek 3-4 milyon €luk bonservis bedelinin yerine bosman kuralı ile alınan Egemen Korkmaz bu bölgedeki açığı kapayacaktır. Kaldı ki BJK yönetimi geçen sezon olduğu gibi bu sezon da bomba 1-2 isimi kadroya katacaktır ve bu transferlerden en az biri Egemen'in yanına olacaktır.
Son olarak imza halen olmasa da gerçekleştiği söylenen UMUT Bulut'un Touluose'a transferi var. Trabzon'daki yaprak dökümünün son halkasıydı bu transfer. Ankaragücü'nden beri arzusu, fiziği ve kişiliğiyle sevdiğim bir kişi olduğundan onun bu transfer sonrası ülkemizi en başarılı şekilde temsil etmesini diliyorum . İnşallah gurbette Tugay Kerimoğlu'nun gördüğü gibi saygı görür, kalıcı olur. Şimdiden tebrikler ve başarılar UMUT.

25 Mayıs 2011 Çarşamba

GS'deki Yeni Oluşum ve Öngörülerim

Son iki Galatasaray yazımdan da anlaşılacağı üzere Florya'da 3. bir Fatih Terim dönemine karşı olduğum ve bu yeniden yapılanma sürecinde istemeden de olsa gelişebilecek hataların, kar topunun yuvarlana yuvarlana çığ oluşturup büyük bir yıkıma neden olacağı ve bu yıkımın da GS'yı geri dönülmez bir yola sokacağını ima etmiştim. Fakat bugün biraz pozitif olma yapılan çalışmaları anlamaya çalışalım dedim ve genel bir bakış hazırladım.



Öncelikle yeni başkan Ünal Aysal'ın açıkça 'Futboldan anlamam; Florya'yı profesyoneller yönetecek' demecinin üzerine Fatih Terim seçimi kendi içinde tutarlı görülüyor. Ne de olsa Florya'da ipleri elinde tutabilecek belki de tek isim Terim. Ben kişisel olarak geri dönüşüne karşıyım ama başkanın saçmalamadığı da ortada.

Gelelim Terim'in seçimlerine ; dün Hakan Ünsal ismi geçince anlık sinirden bir şeyler yazdık ama büyüklerimizden duyduğum ve sabah gazetede kendi köşesinde okuduğum kadarıyla Küçük teknik kadronun dışında kalacak. Fatih hoca Ümit Millilerde de beraber olduğu Davala, geçen seneden beri Florya'nın havasını soluyan Tugay, kaleci antrenörlüğü için Tafo, fizyoterapist ise ABD'li Phirri ile anlaşmış ve kadronun temellerini atmış. Bir kaç ekleme ve görevlerin şekillenmesiyle pek eksiği görünmüyor. Erkasap ve Özaltındere'nin durumu da bu süre içinde belli olacaktır diye düşünüyorum.

Terim'in teknik kadro seçimi için bu adaylar ve isimler ortada dolaşırken futbolcu transferleri de Avrupa'da sezonun bitmesiyle netleşmeye başlayacak bir kaç güne. Bolton'dan forvet Elmander geldi bile. Bu dakikadan sonra önemli olan kimin gideceği değilde kimlerin kalacağı olmalı ayrıca. Neill, Kewell,Cana, Barış, Sarp gidici görünüyor. ARDA ve BAROS ise muaama. Herhalde Terim onların tercihlerini yapmasını bekleyecek. Mesut için 'benimle kimse maç oynama pazarlığı yapamaz' diyen bir adamın bu isimlere kalma baskısı yapmayacağı da ortada. Bu transferlerden gelecek bonservis ücretleri de GS'ın dış transferdeki rotasını çizecektir. Bana kalırsa aslında fazla da transfere gerek yok. Servet, Sabri, Balta'nın yanına bir stoper ve tabi ki önce sağlam bir kaleci, ki artık bu pozisyon için yönümüzü G. Amerika'ya çevirmeliyiz, şart. Orta alanda ise demin de söylediğim gibi Arda transferi belirleyici olacaktır. Ama sağda Kazım, ortada Culio yerini koruyacak isimler. Savunmaya yönelik orta saha arama çalışmaları Kallström ve Selçuk üzerinde yoğunlaşsa da sürpriz beklediğimi söylemeliyim. Hatta bu noktaya birden fazla yıldız alınacağını da düşünüyorum. Forvet de ise elde ki genç Stancu, İsveçli Elmander halihazırda elimizde Baros'un takımda kalabilme ihtimaline göre de buraya bir yerli forvet artı bir yabancı düşünülebilir ama yine Baros'un kararı belirleyici olacaktır.

Son olarak bunların hepsi öngörü tabi ki ve kanımca - tabi bazı duyumlarımla beraber- Galatasaray gelecek sezonun değil 3-4 yılın takımını kurmaya çalışıyor ve Galatasaray altyapısından gelecek şampiyon çocuklar bu kadroda önemli görevler önemli süreler alacak bunu da Ağustos ayıyla beraber göremeye başlayacağız, inşallah her şey benim beklediğim gibi kötü değilde; başkanın, Terim'in ve sokaktaki taraftarın dilediği gibi olur. 2000 ruhu denilen her neyse gelir ve takımı sahada FUTBOL oynarken göğsümüz kabararak izleriz.

Yapılanma

Pişmanlık köpeğin taşı ısırmasına benzer, aptallık yani."

Kaleci antrenörlüğüne Taffarel'i getirecek kadar akıllı bir adamın yardımcısını Hakan Ünsan olarak seçmesi??? aptallık yani ...

19 Mayıs 2011 Perşembe

Saygı Duyarım # 34

Yeni Başkan Kafa Eski

Hadise bile denenmişi denemezken bizim 100 milyon € bütçeli takımlarımızın başına geçenler tarihten, yaşanılandan ders çıkarmayıp eskiden, denenmişten yana rey kullanıyorlar. Aklım almıyor ama GS, BJK, FB için dönen isimler hep aynı. Luce geldi, 17. Terim dönemi, Daum şampiyonluğa gelecek; yeter dostlar bu başlıklardan.




Pek bir farkımız olmayan Portekiz 32 yaşında UEFA kupası kaldıran teknik direktör çıkarırken biz niye eskiye bu kadar sadığız?
Birisi Osmanlı mirasıydı biz yapacağız diye İstanbul'u ikiye bölmeye çalışır, diğeri baba mesleği der hayatını değiştirmez dümdüz yolunda gider. Herkeste bir hayal yokluğu, hayal etme duygusu ve yetisi yetersizliği. Tüm kafalarda sınırları koruma çabası. Neyse doluyum bu konularda askerden yeni geldim 'yapacak bir şey yok ' diyen insanlarla çok zaman geçirdim, o yüzdendir belki de sinirim.
Kısacası yapacak çok şey varda biz at gözlükleriyle sağa sola bakıp farklı bir yol farklı bir yön farklı bir sonuç aramıyoruz. Terim geliyor, Luce gidiyor, Daum istifa ...

17 Mayıs 2011 Salı

Bitti...

Gittim, yaptım, bitirdim.
Eee sonra ?
Bilemiyorum, iş güç bakarız tabi de önce bir kaç hafta kanımızı temizlemek, malum sıvıyla yıkamak zehiri atmak gerek. Daha tenimize güneş ışınları atmosferde filtrelenip süzülecek falan. Arada da belki devlete millete yararlı şeyler yaparım çok boş kaldık malum 155 günde...

15 Mayıs 2011 Pazar

Doğan Güneş


Hiçbirşeyin bitmeyip herşeyin yeniden başladığı, kimsenin değişmeyip herkesin evrim geçirdiği benimse sorularıma cevaplar aramaya devam ettiğim ;bulduğum birkaç ipucunu ömür boyu kendime saklayacağım 155 günlük askerlik denen ama asla ve katta onunla ilgisi olmayan bir serüvenin sonua geldim. Artık sadece Esenboğaya değecek tekerleri düşünüyorum ve içime son defalarca Ağrı'nın soğuk havasını çekiyorum. Görüşmek üzere ...



GÜN OLUR ALIR BAŞIMI GİDERİM

8 Mayıs 2011 Pazar

And 7...

Askerlik illa öyle savaşılan, dövüşülen, terlenen, ameleliğin son haddine gelinen bir yer değildir. Herzaman heryerde iğrenç esprilere de rastlanır. Ne kola ne fanta sadece yedigün gibi...

7 Mayıs 2011 Cumartesi

Sekkiz

Can'ın son 8 günü Ağrı'da. Artık bitti diyorlar ama herhalde uçak Esenboğa'ya inene kadar askerlik devam edecek benim için. Ankara'ya vardıktan sonra ise shift+delete yaparım bütün belleği. Sadece sekiz ...

5 Mayıs 2011 Perşembe

Geri Sayım Başlasın 10...


Ağrı'da son 10 gün. Sıkkınlıktan bıkkınlığa geçeli daha yeni olmuşken dönüş hazırlıklarına başlamak insana o kadar büyük bi zevk veriyor ki anlatamam. Neyse keyifli günler...