29 Ekim 2010 Cuma

Euroleague'de Efes ve Fener


Euroleague de 2. haftalar oynandı. Cıbona deplasmanında galip gelen Fenerbahçe Ülker 2 de 2 yaparak rahatlarken, Efes kendi sahasında kazanması gereken maçta P.E. Valencia'yı mağlup etti. Dediğim gibi sezon daha yeni başladı fazla söyleyecek şey yok ama hem FB Ülker hem de Efes son yıllardaki en iyi kadrolarını kurdular. Milli takımın dünya 2.liğinden sonra gelen dalga ile içsahadaki maçlarını da 8000 kişi üzerinde oynuyorlar. 2 takım zaman içinde birlikte oynadıkça takım kimlikleri yerine oturacaktır, hele hele Efes için önünde daha uzun bir yol olduğunu söylemem lazım ama dediğim gibi taraftarın arkadan itici güç olacağı bir sezon ile bu iki takımda rahatlıkla Top 16 'ya kalıp Final Four'u zorlayacaktır. Detaylı yazamıyorum (netten dolayı) ama Kadınlar Euroleague'deki FB'yi de galibiyetinden dolayı tebrik edip önümüzdeki günlerde daha çok basketbol konuşacağımızı şimdiden söyleyerek bitirelim.

26 Ekim 2010 Salı

Kısa Kısa


Alanya'da olduğumdan hergün yazamayacağımı söylemiştim. Nete girmişken şu 1 haftanın kısa kısa özetini yapalım.

- Rijkaard sonunda kovuldu, yerine Hagi geldi ve derbide 10 yıl sonra puan aldık. 0-0. Afferim bize.

- Euroleague'de Efes deplasmanda Olimpia'ya uzatamada yenilirken, FB Ülker kendi evinde ilk hafta galibiyete ulaştı.

- PSV-Feyenoord: 10-0

- İverson BJK Cola Turka'da diyorlarrrr. (İnönü'ye çıkmadan inanmam)

- NBA bugün başlıyor. Boston-Miami açılış maçı, bizimkilere şimdiden başarılar. ESPN fantasy takımım; C.Paul, T.Evans, R.Gay, Amare, Camby, Jennings, Odom, Ofakor, J.Terry, B.Gordon, K.Martin, Diaw, Artest.

- Alanya güzel hava mükemmel 25 derece denniz sezonunu kapadım demiştim geçen ay ama 25 Ekimde de denize giriliyormuş.

19 Ekim 2010 Salı

Tam Yerine Denk Geldi Manzara Koydu

Malum Galatasaray'da sorunlar skorlarla beraber çığ gibi büyüyor ve artık değişim zamanı geldi. Başkan Adnan Polat ve ekibi 2 gündür toplantıdalar ve çıkan sonuç HAKAN ŞÜKÜR genel menajer, HAGİ ise teknik direktör koltuğunda oturacak, sanırım TUGAY' da A2 takımının başında devam edecek. Kaleyi de Taffarel'e teslim edersek Popescu'nun transfer menajerliğiyle tamamızdır. Maçları da Fatih Akyel alır verir misss.Ha bir de şurada olayı anlatmıştım MAYISLAR .BLOGSPOT da capsini bulmuş 'O AN'ın koyayım dedim. Olay anını da buradan okuyabilirsiniz.



Neyse işte tam FB deplasmanı yani yıllık tecavüz sahnemiz öncesi ' Behlül kaçar' . TOEFL sınavım öncesi Alanya'da kampa giriyorum. Kafa dağılır , ders çalışılır ve asker öncesi az biraz spor yaparak vücut diri tutulur diye düşünüyorum. 2-3 günde bir nete girer küçük küçük de olsa bir şeyler karalarım ama bu sıklıkta olmayacağımız kesin. Neyse herkese kolay gelsin...

18 Ekim 2010 Pazartesi

Eupen


Bugün full askerlik işleriyle uğraşınca yazmaya vaktim olmadı yarın da yazmaya zaman ayırabilir miyim bilemiyorum. O yüzden Avrupa'da haftanın takımına değinmeden tatile çıkmak istemedim.
Belçika takımı Eupen haftaya damga vurdu. Öyle ki bu 15 milyon euroluk takım Jupiler lige bu sene çıkmış ama pek de başarılı olamamıştı taki bu hafta St.Truiden'ı 6-0 geçene dek. 11. haftası oynanan Belçika liginde ilk kez galibiyetle tanışırken puanlarını 4'e çıkardılar, bu haftaya dek tek puanlarını Zulta deplasmanında almışlardı. Bana garip gelen ise takımın 10 haftada sadece 4 gol atabilmiş olmasıydı. 10 haftada atılan 4 gol yenilen 22 gol ve alınan tek 1 puan. Ama işte St. Truiden'a patlayınca benim de ilgimi iyice üzerlerine çektiler bundan sonra her hafta onları takip etcem.
Bu arada takımla ilgili bir kaç bilgi daha vereyim; en pahalı oyuncuları savunma oyuncuları Senegalli Camara ve savunmalarında bizden de biri var ; takımın altyapısından yetişen Fazlı Kocabaş. 20 yaşındaki Fazlı 5 maçta forma şansı bulmuş. Takımın yıldızı da forvet oyuncusu Vanderbergh 3 golü var şimdiden. Takım onun sırtına epey yüklenecek ligde kalmak için. Bakalım Ezio Capuano'nun öğrencileri ligde tutunabilecek mi?

16 Ekim 2010 Cumartesi

Eskişehirspor'da Değişim


Takımı 2 yıldır çalıştıran Rıza Çalımbayı'ın yerine Türk futbolunun Fatih Terim sonrasında en çok tartışılan teknik direktörü Bülent Uygun gelmişti. Hem de eski klübü Bucaspor'dan apar topar ayrılarak. Çoğu Eskişehir'li gibi bende yadırgadım bu kararı. Eskişehirspor'a olan sempatim de bir nebze azaldı bu olay sonrası ama takımdaki değişim iyi yaramışa benziyor ki bugün ligdeki ilk galibiyet geldi.
Kendi sahasında İ.B.B'yi Batuhan Karadeniz'in tek golüyle geçti ES ES. Dün taraftarların yaptığı protesto yürüyüşü ve bugün sağanak yağmur altında takıma destekleri futbolcuları biraz hareketlendirmiş olsa gerek 10 kişi 65 dk. oynamalarına rağmen oyundan hiç düşmediler. Bülent Uygun'un Eskişehir'e uygun olup olmadığı konusundaki - İstanbul'da Laila-Reina, Sivas'da La ilahe illallah sözünden dolayı- kafamda oluşan soru işaretleri daha çok meraka bıraktı yerini Özellikle Batuhan'ın aradığı çıkışı bu dönemde hocasının yardımıyla elde edebileceğini düşünüyorum, Ümit Karan'da ilk 18 deydi bugün.
Daha sı ligin sadece 8. haftasında olduğumuz ve Es Es in de bu değişimi devam ettirip başarıya ulaşıp ulşamayacağını görmek için 3-4 haftaya daha ihtiyacımız olduğu gerçeği var. Biraz sabır biraz destek onları düzlüğe çıkaracaktır.

15 Ekim 2010 Cuma

Uzun İnce Bir Yoldayız

Türk Telekom Arena namı diğer Ali Sami Yen Spor Kompleksi 29 Ekim'de açılabilecek mi bilen yok ama stadın çimlerinin döşenmesine başlanmış. Koltuklar da geçen hafta yerleştirilmişti. Belki otoparkı, metrosu, suyu, elektiriği ve diğer altyapı işlemleri tamamen bitmiş olmasa da küçük bir açılış yapılır 29 Ekim'de. Hem klubün hem futbol takımının hem de stadın uzun ince bir yolda olduğunu gösteren bir foto da yukarıda ki...

Football Manager 2011 official trailer


Football Manager 2011 official trailer
Yükleyen footballove. - Basketbol, beyzbol, güreÅ� ve diÄ�er spor videoları.

13 Ekim 2010 Çarşamba

Castrol Calculator Update Sonrası

Evet, Castrol hesaplamaları açıkladı. Bende yeni baktım. % 61,4 olan gruptan çıkma şansımız dünkü mağlubiyetten sonra % 48,4 e düşmüş. Azerbaycan- Türkiye eşleşmelerine de bundan sonra daha zor gözle bakarız bu istatistiklere göre.



Castrol Calculator Update Öncesi

Castrol'un hazırladığı ve Uefa sitesinde sunduğu hesaplar. Tarihe, öngörüye ve şansa bakarakyapılmış istatistiki hesaplamalar sonucu Euro 2012 ye kimler katılır, gruptan kim kaçıncı çıkar ve maç sonuçları ne olur diyerek bir calculator hazırlanmış. Dünkü maçlar öncesi bu hesaplamalar var bakalım bugün saat 12 de update edeceklermiş merakla bekliyorum.



12 Ekim 2010 Salı

Azerbaycan Maçı Sonrası


Üstün Türk futbolunun geldiği son nokta.
Bana ne gençlerden yılda 8 M. euro alıcam, karşılığında da Euro 2012 ye götürürüm, Türkiye'de yatmam, arada bir gelir maç izlerim diyen Hiddink koydu noktayı.
Gönül isterdi bugün kalede Sinan Bolat, savunmada İsmail, Furkan Öçal, orta sahada Nuri, M.Topal forvette Mevlüt,Sercan olabilseydi. Olmadı, O istemedi diye olmadı; isteseydi yapardı çünkü.
Hele hele 'Tek rakibim Fener' diyen Avrupa'da kupa almış tek Türk takımının başkanı o takımla Avrupa'da tur atlayamazken, hele hele 'Daum gelsin, şampiyon yapsın yeter ' diyen Fenerbahçe başkanı Avrupa'da galibiyete hasret kalmışken kim ne derdi ki Hiddink'e. Hangimiz kızardı ne yaptın sen Hiddink diye. Çıkardı ben 4 yıl sonrasının takımını yapıyorum derdi biz de izlemeye devam ederdik. Bu gidişatla bir sonraki futbol festivalini de TV den izleyeceğiz ama...

Azerbaycan Maçı Öncesi


İlk 11 imiz belli olmuş şu dakikalarda.
Kaleci; Volkan
Savunma; G.Gönil, Servet, Toraman, H.Balta
Orta Saha; Selçuk İnan, Emre Belözoğlu, Hamit, Özer, Tuncay
Forvet; Semih Şentürk

Ben bu taktiğe 4-1-2-2-1 diyorum ama sahada Tuncay'ı Semih'in yanında Hamit'i de orta göbekte görebiliriz. Formsuz Hakan Balta şans bulmuş bakalım morali motivasyonu nasıl olacak. Bir de Ömer Erdoğan yerine Toraman var. Nedenini anlamadım ama herhalde daha çok savunmadan oyunu kurabilecek, ayağa pas yapabilecek bir adam olsun diye Toraman'ı tercih etmişler. Fakat en çok sorunu duran yüksek toplarda yaşayacağımız göz önünde tutulmalıydı aynı zamanda. Orta sahada ise Nuri yerine Özer tercihini benim aklım almıyor almaz da zaten. Bu sezon sahaya çıkan şu kadrodaki herkesten daha çok forma bulmuş ve bunu iyi kullanabilmiş bir NURİ varken neden Özer? İnşallah bana bu lafları yedirir de 4 maç 9 puan yapar yola devam ederiz. Aksi bir skor, ağır yaralar açar önümüzdeki dönemde...
Geçen maçta skor tahminim tutmuştu. Bu sefer skor yerine maç sonuçlarına yönelik oynayacağım iddaamı. Sizlerle de paylaşalım burada.
ÖNEMLİ NOT; baştan söyleyeyim tek maça yatma riski %99 ...
505 H2 Almanya 1.7
512 Hollanda 1.45
516 Belçika 1.55
517 Yunanistan 1.65

Kayıpsız

Kayıpsız geçmek gereken bir maç, Azerbaycan deplasmanı. Bugüne kadar da kaybetmemişiz bugün ne olur emin olamamak Türkiye'nin ve Hiiddink'in sorunu. Ne zaman o güven sorununu çözerler o zaman başarı da gelecektir. Bu maçta o yolda önlerindeki ilk engel. Daha sonra Avusturya maçları falan. Seneye bugün bu gruptan çıkıp çıkamadığımız belli olacak. Ne kadar kısa bir süre 1 yıl sonra belki bize çok uzun gelecek ama millilere o kadar uzun gelmemesi ve evlerine kafaları rahat dönmeleri için son 90 dk.. Kadroda bazı değişiklikler olacakmış, maç saatine doğru kesin kadroya yakını yazar yorumu yaparım ama birkaç değişiklik, öncelikle de saha içi felsefede değişiklik şart. Maç öncesi kadro ve tahminimle buluşmak üzere.

11 Ekim 2010 Pazartesi

Saygı Duyarım # 29

2 yıl önce izlediğimde tekrar tekrar, tekrar tekrar izlemiştim bu tiradı, HALUK BİLGİNER, BEKİR ve ZEKİ DEMİRKUBUZ'UN 'MASUMİYETİ'

Geçmiş Olsun ARDA

En kısa zamanda, en sağlıklı şekilde gözlerimizdeki pası silmek üzere sahaya dönmen dileğiyle geçmiş olsun ARDA TURAN...

9 Ekim 2010 Cumartesi

Pişik Yapmış Heralde

Dünkü Karadağ-İsviçre maçında Karadağ'ın galibiyet golünü atan VUÇİNİÇ'in alışagelmiş gol sevinci. Alttaki video geçen senenden,Roma- Cagliari maçındaki son dakika golünden sonrası...





Geleceğe Bakmak


Gün önüne bakma günü , gün yeni bir gün. Dün maçtan önce ve sonra takımı ben dahil herkes eleştirdi ama şu anda farkına varmamız gereken şey; dünyanın en iyi milli takımlarından birine deplasmanda yenilmiş olduğumuz gerçeği. Evet çok ama çok kötü bir diziliş, taktik, konsantrasyonla çok ezik bir oyun sonucu kaybettik ama ya goller kaçırıp, direkleri dövüp 1-0 yenilseydik ne olacaktı? Olaya realist bakarsak, hiç bir şey farklı olmayacaktı. Puan durumu yine aynı olacak ve asıl önemli olan Almanya maçı dışındaki bütün maçları kazanmamız gerekecekti, dünkü skora rağmen de değişen bir şey yok. Kısacası artık önümüzdeki yola bakalım ve grup 2. si olarak gruptan çıkmaya çalışalım, tabi ki bizim desteklerimizle.

Almanya:3 - Türkiye:0


Kadro seçimi; KÖTÜ
Maç taktiği, oyuncu seçimi,oyuna etki-katkı; KÖTÜ
Skor; KÖTÜ
HİDDİNK; İLLAKİ KÖTÜ

8 Ekim 2010 Cuma

Hoppa- laaaa

Bu nasıl kadro arkadaş. Sabri sol bek, Özer sahada Semih'in yerine pivot santrfor Halil. En son böyle hatırladığım saçma bir kadroyla Gerets Saraçoğlu'na çıkmış 18 likFerhat'la Uğur'u 11de başlatıp 15 dk. 2-0 oluvermişti maç.
Neyse Nuri 11 de en azından, Volkan Şen ve Kazım kadroya alınmayınca heralde ortayı kalabalık tutmayı planlıyor demiştim ki Arda'da sakatlanınca zaten başka çaresi de kalmamıştı Hiddink'in.
Hadi bakalım hayırlısı diyerek maç moduna girelim yavaştan.
İlk 15 dk. da gol yersek diye 4-1, yok oyunu az uz tutabilirsek diye de 3-0 Almanya galibiyetlerine parayı basıyorum, size de öneririm. Bu arada bizi karşı kaleye kim taşıyacak bilen var mı?

Kaleci: VOLKAN
Defans: G.GÖNÜL, SERVET, ÖMER ERDOĞAN, SABRİ
Orta Saha: AURELİO, EMRE BELÖZOĞLU, NURİ, HAMİT, ÖZER
Forvet: HALİL

7 Ekim 2010 Perşembe

FM 2010 MASTER

Öncelikle söyleyeyim, evet işim gücüm yok evde yapacak başka birşey de yok; sene 2033 hayatımdan yaklaşık 256 saat 12 dakikayı buna harcamışım. Eee ne demiiştik SLEEPİNG İS FOR SİSSİES!!!

Bu da Hall of Fame. Fulham ve Juventusun başındayken Ciro Ferrara kupaları toplamasa diyorum susuyorum.. İyi iş çıkarmışım sanırsam.


İŞTE MASTER DEDİĞİM OLAY. TAM TAMINA 41 OYUNCUYU AYNI ANDA MİLLİ TAKIMA YOLLADIM: VARSA DAHA ÇOK ÇIKARDIM YADA ÇIKARIRIM DİYEN ÇIKSIN KARŞIMA. Kadroda 23, rserve ve U18 lerle birilikte toplam 55-60 oyuncumun olduğu düşünülürse 41 sayısının psikopatlığı da ortaya çıkar.
Son seneki gol show. Bir ara 98-99 Galatasaray'ı gibi herkese 5 atıyordum. Liverpool'a deplasmanda 7 atmalar falan. Eğer son 10 hafta yedek kadroyla oynamasam rahat 135 golü falan bulurdum. Ama gençlere de yol verdik.

Fazla söze gerek bırakmayan bir player stats grafiği.

İşte en sevdiğim tablo. Manchester'a geri döndüiümde takım yaş ortalaması 30 lara dayanmış ligde 6. lığa oynayan takımı 3 sene 3. sonra 2 yıl 2. ve gelen şampiyonluklar. Çok biliyorsan niye ilk başta da şampiyon olamadın diyeceklere Man.City'nin o senelerde yenilmediğini Fulham'ın ise Ferrara yönetiminde uçtuğunu ve en önemlisi altyapısız başarının başarı olmayacağını hatırlatırım.

Ligde 3. olduğum senelerde Avrupa'ya daha çok önem verdiğimi de burdan görebiliriz. Onun grafiğini koymadım ama Galatasaray ve Fenerbahçe birer kez UEFA kupasını kaldırdı, GS kupayı kaldırmadan önceki sene bir kez de final oynadı.

Burdaki 2. liğin nedeni de son sene yaptığım genç takviyeleri ve bundan önceki 2 sene şampiyonlar liginde şampiyon olamamam. Galatasaray'a dikkat. Acaba Fm doğru mu söylüyor yoksa sadece oyunda mı kalacak bu günler???

6 Ekim 2010 Çarşamba

Çağrılmayanlar

Tamam kabul edebilirim Hiddink buraya yeni bir takım oluşturmaya değil elindeki en iyi kadroyla Türkiye'yi Euro 2012 ye götürmek için geldi. En iyi kadro??? İşte bu noktada bazı seçimleri kabul edemem. Bu haftaya kadar adam akıllı sahaya çıkmamış Nihat,Tuncay,Sabri seçimlerinin yanında seçilmeyenlere bakınca içim cız ediyor çünkü bana kalırsa eğer HİDDİNK YENİ BİR TAKIM OLUŞTURMAYA ÇALIŞSA ÇOK DAHA BAŞARILI OLURDU.


Kadroya çağrılanların yanısıra çağrılmayanlara bakalım dedim. Kaleden başlayalım; SİNAN BOLAT, S.Liege 'in kalesini koruyor 2 yıldır. Bu sene de 10 maça as çıkmış kalesinde 10 gol görmüş çok süper istatistikler olarak görünmese de son haftaki 5-1 lik Anderlecht galibiyetinde göklere çıkarılmış. Milli takım aday kadrosuna kesin girerim gözüyle bakarken seçim yapılan 4 kaleciden biri olamayınca şoka uğramış ve 'bütün arkadaşlarım milli takıma çağrılmamı bekliyordu şimdi ise dalga geçiyorlar' demiş. Volkan,Hakan,Cenk ve Onur kalede sağlam bir rotasyon oluştursa da SİNAN BOLAT'ın bu 4lüde yeralamaması için hiçbir nden göremiyorum.

Çağrılmayanlardan akıllarda en çok soru işareti bırakanı tabi ki MEHMET TOPAL. VAlencia ligde liderlik koltuğunda oturup sahada da iyi bir futbol ortaya koyarken takımda bolca kendine yer bulmuş MEHMET TOPAL. Emery'nin bolca rotasyon uyguladığı ilk haftalarda 4 kez ilk 11 de 1 kez de sonradan oyuna girerek şans buldu TOPAL. İzlediğim maçlarda vasatın üstünde futbol oynarken bir de gol atmıştı. Fiziki durumu ve oyun görüşünü her maçta arttırdığını gördüğüm TOPAL yerine Fb'nin yeni stoperi Selçuk Şahin'in kadroya alınması ise 'Hey Alllah'ım' dedirtti bana, Selçuk'un sakatlığından sonra bile kadroya çağrılmaması ise isyan ettirtiyor insana.


Benim düşünceme göre kadro da olması gereken son isim ise VOLKAN ŞEN. Colin Kazım çağrılır o çağrılmazsa oturur ağlardım Neyse ki Kazım da çağrılmadı da biraz rahatladım. Hiddink'in kanatları pek kullanmadan ortadan hücum taktiği ile sahada olacağını görebiliriz. Ortanın ortasını sağlam tutup topluca hücuma çıkma taktiğini uygulayacağını düşünüyorum yoksa VOLKAN ŞEN'in bu kadroya alınmamasının hiç bir nedeni olamaz. Geçen yıldan beri ligdeki performansının yanısıra bu sezon hem Valencia hem Rangers karşısındaki iyi oyunu ona bu formayı hakettirmişti ama Hiddink dediğim gibi ya taktiksel olarak ya da bu maçları izlemediği için onu kadroda düşünmemiş.
Evet son olarak başta da dediğim gibi Hiddink bugünü düşünmek yerine yeni bir kadro kurmaya kalksa ve 22 yaşındaki Bolat, 23 yaşındaki Şen ve 24 yaşındaki Topal'ı kadroda görsek hem bugüne hem yarınlara çok daha güvenle bakardık diye düşünüyorum.

5 Ekim 2010 Salı

Avrupa'dan Fußball, Football,Calcio, Fútbol, Futebol, Voetbal

Ligimizle beraber Avrupa'nın tümünde milli maç arası. Bu aradan önce çoğu lig 7. maçları bitirdi ve yaklaşık 1/5 lik başlangıç dönemi artık bitti. Geçtiğimiz haftaya ve liglerde milli maç arası öncesi duruma göz atalım şimdi.
Bundesliga'yla yapacağım yine başlangıcı. Haftanın maçı Dortmund-Bayern kapışmasıydı. Robben'siz, Ribery'siz Bayern ne kadar kuru ne kadar tatsız, Müller-Kroos gibi wonderkidler bile bu ikiliyi aratıyorlar. Dortmund'un wonderkidi NURİ ŞAHİN ise mükemmel frikiği ve oyunuyla 2-0'lık galibiyetin mimarı oldu. Lider MAİNZ ise 7 de 7 yaparak girdi araya, evlerinde Hoffenheim'ı 4-2 geçtiler. Bayern ve Werder 7 haftada 8 puanda kalırken Schalke ve Stutgart bu haftayı da mağlubiyetle kapayıp son iki sıradaki yerlerini kimseye kaptırmadılar. Bir de St.Pauli'ye değineyim. Herkes 'sol menşeli' tribünlerini över bu takımın ama bu sene o tribünler daha galibiyet göremezken St.Pauli 3 galibiyetini de deplasmanda aldı, ligin yeni takımı için alınan 10 puan pek de kötü sayılmaz şimdilik.
Premier ligde haftanın galibiyeti Londra derbisinde gülen Chelsea'ye ait. Stamford Bridge de üstün bir oyunla 2-0 geçtiler Arsenal'i. Man. City kazanıp şehrin diğer takımı da Sunderland karşısında 1 puanı alınca zirve de biraz daha fark açıldı. CHELSEA geçen senenin devamını iyi getiriyor milli maçlar öncesi fark 4 puan. Liverpool nerde diyenler olabilir. Blackpool'a kendi evlerinde yenilerek düşme potasında 18.sıradalar. Tamamen dağılmış bir görüntüleri var ve Hodgson'ın mayası tutmadı gibi gözüküyor. Liverpool hakkında bunu demek istemezdim ama biraz daha zamana ihtiyaçları var. Liverpool şehrinin diğer takımı Everton ise deplasmanda Birmingham'ı yenerek galibiyetle tanıştı ve milli maç dönüşü yapılacak Merysside derbisine moralli çıkacaklar. Premier ligde de St.Paulinin kaderini paylaşan bir takım var; Blackpool. Onlarda lige yeni çıkıp kendi evlerinde galibiyetle tanışamazken deplasmanda 3 maç kazanıp 10 puan toplamayı bildiler.
Bu hafta da izleyemediğimiz Serie A'yı kısa geçeceğim. Haftanın Maçı Inter-Juventus maçıydı ve pazar günü kapanışı onlarla yapmak güzel olurdu diye dişünüyordum ki maç 0-0 bitti de aklım kalmadı bu maçta. LAZİO Bresia'yı tek golle yenerek liderliğe yükselirken parasal sıkıntılarla geçen 4-5 yılın ardından güzel bir hafta oldu Lazio adına. Napoli haftanın yükselenlerinden, Roma ve Fiorentina için ise cadı kazanı kaynamaya başlar. Fiorentina tribünlerinde açılan FATİH TERİM pankartı imparatora yeni bir sayfa açtırır mı hep beraber göreceğiz.
La Liga da sıra. Barca kendi evinde Messi'li kadrosuyla Mallorca'ya puan kaptırdı. Belki tek cümlelik bir haber değil ama yıl içinde 4 -5 maç bu kazaya uğrayabilir Barca. Önce Hercules bu hafta Mallorca kaldı 2-3 hakları. Real Madrid ise tam anlamıyla gol olup yağdı. Sağanak yağmur altında oynanan maçta Deportivo'yu 6-1 gibi sansasyonel bir skorla geçtiler, Mourinho 'takım yapım aşamasında' dese de geçen hafta bahsettiğim gibi önlerinde daha çok uzun bir yapım aşaması var. Sevilla haftanın toparlanan takımı oldu, önce Dortmund'u deplasmanda yendiler haftasonu da yeni teknik direktörleri Manzano ile A.Madrid'i 3-1 geçmeyi bildiler. VALENCİA da Villareal de haftayı kayıpsız geçince ilk 2 değişmedi, son iki de ise galibiyeti bulunmayan Zaragoza ve Deportivo var.
Ligue 1 da bu hafta liderlik el değiştirdi. St.Ettien-Marsilya maçı 1-1 bitip, Rennes kendi evinde Toulouse'u 3-1 geçince RENNES liderliğe kuruldu. Lyon deplasman galibiyetiyle kendine gelirken sonuncu Arles seriyi sürdürdü, 8 de 8 yaparak haftayı kapadı.
Hollanda'da ise Ajax sürpiz yaptı. Amsterdam Arena 'da Utrecht'e 2-1 boyun eğdi ve liderliği Venlo'yu 3-0 geçen PSV'ye devretti. Bu ligde ki diğer süpriz ise Willem'den geldi. 8. hafta sonunda ilk puanını Vitesse deplasmanında aldı Willem.
Portekiz'de bu haftaki beraberliğe rağmen PORTO yenilgisiz devam ederken farkı 7 puana çıkardı, Maritimo ve Rio Ave ise ligde daha galibiyet yüzü görmeyen 2 takım.
Belçikada ise tüm Avrupa kıtasında haftanın en flaş sonucu yaşandı. S.Liege Anderlecht'i 5-1 gibi ezici bir sonuçla yendi. Lider GENK hala yenilgisiz ve 5 puan önde Anderlecht'in. Sonuncu Eupen ise galibiyetle henüz tanışamadı.


4 Ekim 2010 Pazartesi

Ligimizde 7. Hafta ve Milli Maç Arası

Süper Toto Süper Lig diyoruz da hala bana süper gelen birşey yok. Bu haftanın süper maçında TS-BJK yi 1-0 la geçerken bile ben daha çok Dortmund-Bayern maçına göz atıyordum. Chelsea-Arsenal maçını falan izledikten sonra ligimize dalarak komaya girmek istememiştim tabii.
Neyse bu haftayı kısa özet geçelim. Lider Bursa ligde ilk puan kaybını gol yemeyerek İ.B.B. deplasmanında yaşadı. 7. hafta ve hala tek bir gol yediler. Şampiyonlar ligi serüveni devam ederken geçen yılın temposunu yakalayamasalar da 2. Trabzonla puan farkı 5. Insua- Steinert-Nunez 3lüsü herhalde daha uyum sorununu aşamadılar ki bu hücum 3lüsü ne banko 11 oyuncusu olabildiler ne de Bursa bu 7 haftada üretken olabildi. Yedikleri 1 golün yanında onların problemi atılabilen sadece 8 gol. 15. Manisanın bile 10 gol atabildiğini hatırlayarak karşılaştırma yapabiliriz.

MUSTAFA YUMLU
14 puanlı iki takımdan Trabzon ligimizin en derli toplu futbolunu oynayan BJK yi Avni Aker'de tek golle geçti. Glawockı ve Giray'ın yokluğunda 11 de yer bulan MUSTAFA YUMLU'nun kafa golü galibiyeti getirirken YUMLU pazartesi bütün başlıklarda yerini aldı. Şenol Güneş'in yapmak istedikleri ve yapabildikleri dengesine bakınca Trabzon'un 2 hafta önce yaşadığı iç sorunların tekrarlanmaması veya bunun dışındaki olağanüstü bir durum dışında ligde zirveyi zorlayacaklarını söyleyebilirim. 14 puanlı diğr takım Kayseri ise son senelerdeki en iyi başlangıcını yapmış, hatta sğper lige çıkdığından beri ki en iyi 7. hafta tablosuna ulaşılmış. Şota'nın futbol aklı ve takım kurgusu şu ana kadar iyi ilerledi. Açıkçası çok alıcı gözle izlemediğim için uzun konuşmayacağım. Geçen sezon da 16. hafta sonunda liderdi Kayseri sonra ligi kaçıncı bitirdiler onlar bile bilmiyordur yani önemli olan 2.devre performansı ve devamlılık daha çok var onlar hakkında konuşabilmek için.
3 büyüklere 3. paragrafta yer açmak. İşte huzur işte Bursanın gerçekleştirdiği devrim. Ne mutlu bana. Gerçi BJK 'yi övmek GS ve FB 'yi de yerin dibine sokmak dışında birşey yapmadım sene başından beri. BJK yine aynı; ne oynayacakları ve oynayabilecekleri belli, sezon boyu dünkü gibi 3 yada 4 kez kötü duruma düşerler sonrası aydınlıktır o tünelin. FB' de ise alına Kasımpaşa ve Gençlerbirliği galibiyetleri takıma hava getirdi 2 hafta sonra gelenek devam ederse basını iyice arkasına alır 'GOLCÜ AYKUT'un 20 GOL ATAN GOLCÜ TAKIMI'. Töbe töbe der geçerim arkadaş. Galatasaray mı? Geçelim... Rijkaard gider Avcı yada Terim gelir mi ? Blmem, umrumda da değil, BENİ SAT HERKESİ SAT ARDA'YI SAT!!! GS hakkında bilmediğim okadar şeyin yanında tek bir sorum var cevaplayabilene şuku mu vericem. GALATASARAY'IN İDEAL 11'İ NASILDIR??? Bilene şuku yağmuru.
Ligin geri kalanın da ise 3. teknik direktör ayrılığı Buca'dan geldi. Yaklaşık 1 saat önce Bülent Uygun ayrıldığını açıkladı. ES ES için Zİco diyorlardı ama Bülent Uygun'un adı da geçiyordu. Bakalım ne olcak o işin sonu. KARABÜK gs'yi yenerek ilk devre topladığımı toplar bu ligde kalırım planına krema sürdü,onlar için çok önemlidir bu 3 puan. Antalya kötü bailayıp iyi devam edenlerden, ilk hafta FB'den 4 yerken ışık vermeyen takım BJK ye son dakika kaybetmesine rağmen iyi futbol oynuyordu 11 puan yapmışlar bile. ESES ve Kasımpaşa ise yine kaybederek beklentileri karşılayamayan bu sezonun underachıeversları.
Gelelim milli takımın ALMANYA ve AZERBACAN maçlarına. ÖNCELİKLE MAÇ GÜNÜ STATTA OLMAK İSTEYEN ABİM İÇİN BİLET ARAMAKTAYIM. BİLETİ OLANLAR SATMAK İSTEYENLER BENİMLE İRTİBATA GEÇERSE SEVİNİRİM.
Kadromuz süper. H.Balta,Servet,Hamit,Arda,Özer,Tuncay,Semih,Nihat bu hafta forma bulamayanlar. Avrupa'da ilk 11den çıkmayan NURİ ve MEVLUT'un ise kadroda yer bulup bulamayacağı soru işareti. Milli maçlar öncesi 2 isteğim var;
1.si dünde yazdığım gibi artık NURİ'yi kadronun değişilmez adamı yapmamız
2.si hafta boyu duran top çalışsınlar LÜTFEN!!!

3 Ekim 2010 Pazar

NURİ ŞAHİN ilk 11'e Kampanyası

Bugün Dortmund Bayern Münih'i 2-0 yenerken 2. gol NURİ'nin kusursuz frikiğinden geldi. Bu kadar zor bir maçta süper futbol oynayan NURİ zaten sezon başından beri bu performansı ortaya koyuyordu. Yıllardır milli takımda niye 11'e alınmıyor diye kendime soruyordum ve bugünkü 90 dakikadan sonra yeter artık soru sormayı kes bişeyler yapabilirsen yap demek geldi içimden.


Evet yeter artık; 27 sinde Türk yapılmış Aurelio'lu ortasahadan yeter artık, Mesut Özil' öz' Türk çocuğu ama kaptırdık muhabbetlerinden yeter ulan yeter.
Eğer cuma günü Hiddink onu Hamit'in ve Emre'nin sakat olduğu ortasahada bile ilk 11'e koymazsa maçı kaparım arkadaş ve derim ki bu milli takım beni temsil etmiyor, bu kadar doluyum bu konuda, he tabi bir de Valencia'da döktürmesine rağmen milli takımda yerini Selçuk Şahin'e kaptıran !!! MEHMET TOPAL mevzusu var ki ona da başka zaman değinirim...
Oyuncu değişikliği sonrası kulubede Jurgen Klopp 'la yaşadıkları ise benim için gerçek bir gurur anıdır, tüylerim hala diken diken dostlar...

2 Ekim 2010 Cumartesi

UEFA Sıralaması

6.lık için çırpındığımız günlerin üzerinden 2-3 ay geçmeden 10.luk savaşı vermek fazla söze gerek bırakmıyor.

1 Ekim 2010 Cuma

UEFA Avrupa Liginde 2. Hafta


Öncelikle 1. hafta sonuçlarını da hatırlalım;


Dün oynanan karşılaşmalar da alınan sonuçlar ise;



Sonuçlar bu şekilde. Gözüme direk çarpan Rusya'dan CSKA ve Zenit; Portekiz'den ise Porto ve S.Lisbon'un 6 puan yapmaları. Niye gözüme çarpıyor çünkü bu ülkelere ek olarak bir de Ukrayna ile sezon başında UEFA sıralamasında 6.lık için yarışıyorduk. Geçen sezon bu kupada GS ve FB'nin aldığı başarılı sonuçlara BJK'nin de ekleneceğini düşünerek güzel hayaller kuruyorduk ama GS ve FB'nin vedaları kabus görmemize neden oldu. Bir de rakip ülke takımlarının aldığı başarılı sonuçlar aramızda 4-5 puan fark oluşmasına neden oldu ki artık 10. luk yarışı yapıyoruz bu sonuçlar ile. Neyse ki Ukrayna takımları dibe vurdular da bir nebze sevinç duydum.
2. maçlar sonunda beklenmeyen diğer sonuçlar İspanyollardan geldi. Hiç bir takımları maçlara ağırlık koyamadı ve hepsi önündeki maçlara bakıyorlar artık. Son olarak gruplarında şu an lider konumdaki Lech Poznan ve PAOK'un turu atlama başarısı göstermeleri onlar adına ve bu gruplar için büyük süprizler olabilir.