Önce nispeten iyi olan haberden başlayalım. GS geçen sezon İsviçre 1.ligine çıkmış İsviçre kupası finalinde Basel e yenilmesine rağmen kuapaya iştirak etmiş olan Belizona yı toplamda 6-4 ile geçebildi. Geçebildi diyorum çünkü GS zaten bugüne kadar hiçbir İsviçre takımına elenmemişdi, bu sonuç sadece bize 4 maç daha izlettirir gibi. Skibbe ye defansı düzeltmesi için 2 hafta daha verelim diye yazmıştım Kocaeli maçından sonra; ama ne defans ne hücum dün gece bana zevk vermedi. Euro 2008 in en parlak 2 genci Arda ve Topal ın ise sakatlanarak çıkması zaten 11 eksik ile maça çıkan GS için tam bir felaketin habercisi. Bu arada Linderoth yine ameliyat masasına yatıcakmış. GS için tek sevindirici olay Lincoln un 3 maçtır 90 dakika oynayabilmesi ve Baros un 4 maçta 7. golünü atması. Şu an o kadar karamsarım ki bu 7 gol bundan sonra hiçbirşey olmasa bile töbe estağfurullah:)) adamı devre arası iyi paraya yollarız heralde diye düşündürüyor beni. GS ın pazar akşam ki Bursa maçından sonrası çok daha karamsar kılabilir bizleri. Pazar akşamı tam bir sınav niteliği taşıyacak.
Gelelim yine üzüntülü ama kedere ,yasa neden olmayan öbür sonuca. İlk maçda golü attıtan sonra hemen kalesinde topu görüp PSG ye turu hediye etmişti Kayserispor. O gün maçı 90 dk. izleyemedim ,ara ara bakmıştım PSG çok süper bir takım değildi. Haftasonu oynadıkları maçıda takip etmiştim ama açıkçası kafamdaki soru işareti Kayserispor du. Acaba diyordum rezalet haldeki PSG yi elerler bize 2. bayram yaşatırlar mı diye. Maç boyu top bi PSG ceza sahası önündeydi bi Kayseri kalecisi Süleymaou nun elinde yada Kayseri 6 pas çizgisinde. Yani her an herşey olabilirdi. Tabi ki Kayeri de bir Gökhan Ünal olsaydı. Kayseri kale önüne gelebiliyor ama ne genç Turgay ne de CM fsanesi Aghahowa ne de wonderkid Abdullah kaleye şut çekmeyi düşünüyorardı. Kaleyi bi kez deneseler ve bir kez becerebilselerdi herşey çok farklı olurdu. Onlar vurmadıkça dönen toplarda PSG misafirperver davrandı ben de atmayacağım dedi auta yolladı topları. Kayseri savunmasına ise hayran kaldım. 88 doğumlu pembe suratlı Eren Güngör 1-2 yıl içinde (ki bence hemen olmalı) milli takımın değişilmez stoperi olacakdır. Ali Turan ise zaten 2 yıldır ben de varım diye bağırıyor. Bundan sonra ne Gökhan Can ne de Toraman Terim in 2sinide hemen milli takıma adapte etmesi görüşündeyim.
Ve son maç. Yorum yapsam mı bilmiyorum, maça 2-0 olmuşken yetiştim. BJK atar falan diyordum ama olmadı. Olmadı çünkü birşey yokdu sahada. Olmayan 11 tane BJK li futbolcu idi. Ben Ertuğrul Sağlam gitsin diyenlerden değilim. Ama şu soruyu sormam gerekiyor. Bu adamlar Kharkiv e Kiev üzerinden mi gittiler? Kiev de akşam konaklanıldı mı? Bu bir UEFA kupası maçı seyahati değilde bildiğimiz tabirle bir Kiev seyahati miydi? Maçı anlatan Melih Gümüşbıçak 3-0 ken benim yaklaşık 30dk. dır gördüğüm birşeyi farketti ve seyirciye aktardı; 'BJK li oyuncular ekranda resmen 2 kare yavaş akıyorlar ama Metalist liler öyle değil bunu anlayamıyorum...' Evet resmen adamlar yavaşdı, koşan çabalayan kimse yokdu, bunun sonucu olarak da Metalciler sanki Real Madrid sanki Manchester United lı oyuncular gibi aman Allah ım dedirtiyordu ekran kaşısındaki bana. Ve Melih Gümüşbıçak dan 2. cümle yankılandı kulağımda ' Şu an stadda 37 000 ( yazı ile otuz yedi bin) kişi olduğu anons ediliyor, yani adamlar inanmış. Köy takımıymış kehkehkeh :))))) Adamlar Ukrayna liginde 9 maç sonunda 3.ler abiler. Neyse sinirler zaten harap daha fazla üstlerine gitmeyelim. Bu arada 1. golü gören var mı???
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder