Skora bakınca 3-0 sizleri yanıltmasın, öyle ahım şahım bir futbol oynamadı Galatasaray. İlk yarı klasik Ersun Yanal taktiği ile Trabzon orta sahada sertliğini konuşturdu ve GS ye fazla atak şansı vermedi ama maçı 2 asist 1 gol ile bitiren Lincoln taçdan Arda ya verdiği top ile kullandığı kornerden gelen iki duran top -ki bence ikiside şans topuydu- skorun 2-0 olmasını sağladı. Lincoln e ilk golde asist yazcaklar mı çok merak ediyorum:)))
Bunun dışında ilk yarıda TS daha organize ataklar geliştiren takımdı. Maçın 11 lerini gördüğümde verdiğim tepkiyi (Colman ın yerine Tayfun ile başlamasına olan tepkim) haklı olduğunu gösterdi ve Yanal da buna 30 dk. dayanabildi ve Colman ı oyuna aldı. İlk yarıda aklıma düşen bir notta GS ın transfer tercihleri oldu. Acaba kadro kurulurken De Sanctis transferini yapanlar 'bizim iki tane ağır defansımız var ve karşı takımlar bize ya şut çekecek ya da araya pas atmayı deneyecek, bu arapasları hızlı ve 18 e hakim bi kaleci alarak çözelim' demişler midir merak konusu. Taffarelden sonra 18 e bu kadar hakim bir kalecimiz olmamıştı. De Sanctis her geçen gün savunmasına ve taraftarlara güven veriyor, bu performansı inşallah hafta içinde de devam eder.
2. devre başlarken Yattara nın oyuna girmesi Trabzonun GS yarı sahasına daha fazla ve etkili gelmesini sağladı. Ta ki GS ın takım olarak attığı 3. gole kadar, son zamanlarda böyle organize bir gol gördük mü ben hatırlamıyorum. Bu dakikadan sonra daha fazla fark bekleyen bizlere Lincoln gereksiz bir kırmızı kartla cevap verdi. Aydın ı oyuna alan Skibbe yi bugün eleştirmek istemiyorum ama takımda öyle büyük bir gelişmede yok bunu da belirtmek gerekir.
Son söz haftaiçindeki Olympiakos maçına. Takımın bu moral ve özgüven ile daha istekli olması taraftarında bugün beceremediklerinin tersine o gün muhteşem olması dileğiyle...
1 yorum:
ulan ne harbi adamsın.. yazılarını severek ve helecan içinde bekliyoruz can abi..
Yorum Gönder