70lerin başındaki efsane Eskişehir tribünlerinin şanlı lideri Amigo Orhan ın yakın arkadaşlarından olan, o zamanlar ne kadar tribünlerle iç içe olduğunu Bursa deplasmanları öykülerini gözleri parlayarak bana anlatan, 8 yaşındayken elimden tutup beni 19 Mayıs stadına Petrol Ofisi maçına götüren ve futbol hastalığının genlerinden bana geçdiğine inandığım babamın klişe sözlerinden biridir. Futbol hastalığı deyimini kullanırken o zamanlardaki gibi şehir aşkı,spor zevkini değil benim her maçı ve her yorum programını izleme hastalığımdan bahsediyorum. Peder bey ne zaman Tv karşısında aynı maçın 10. kez özetini izlediğimi görse bu cümleyi sarfeder 'Uyutuyorlar oğlum sizi uyutuyorlar!!!' Bende ona bunu bildiğimi ama vazgeçemediğimi söyler dururum.
Bugün o hastalıkdan biraz daha nefret etmemi sağlayan bir haber okudum. BJK li yönetici İhsan Kalkavan bir programda yaptığı açıklama ile futbolun sadece futbol olmadığını bilen bana la ilahe çektirmiştir.Beyfendiye göre UEFA kupasını GS a Fetocan Hoca kazandırmış.Hem de nasıl?Bizim takım kötü gidyormuş ,demişlerki zatı muhteremi görelim .İhsan Kalkavan da bir görüşme ayarlamış,muhetereme saygılı birçok futbolcu toplanmış ziyarete gidilmiş. Hoca takımı UEFA kupasını getirecek o cümleleri sarfetmiş'Maçdan önce kendiniz için değil takım arkadaşlarınız için dua edin 'demişmiş.
Ya arkadaş tamam biliyoruz Belözoğlu nun Fb ye transferi Hakan ın gelecek planları falan bazı siyasi ve idari kararlar sonucu alınıyor .Sahada 21 yaşında bir genç yıldız baygınlık geçirince toplum her kesim ve konuda olduğu gibi 2ye bölünüyor ,mahalle baskısı artıp 'Niye kızlarla geziyor'diyenler bile çıkıyor. Ne de olsa Kral ın 'Evlenmeden kızın elini tutmam' başlıklı röportajlarına alışmışız.Ama bu kadarına da bu kadar yağcılığa ve kraldan daha kralcılığa ayıptır,günahtır.Bende hep düşünmüşümdür niye Türkiye hep dibe vurduğunda bazı konularda daha başarılı olur UEFA kupası o akdar krizin ortasında gelir vs diye meğersem yol gözterici bir büyüğümüz varmış ABD lerde .
Fazla uzatmıyacağım konu üzerine çok uzun bir yazı belki daha fazla dolacağım bir günde gelir.Ama noktayı babamın Amigo Orhan ile ilgili bir anektoduyla bitireyim;
Namlı şanlı Eskişehir amigosu Orhan amcamız Türkiye de bazı ilkleri gerçekleştirmeye başlamış ve sonucunda stad dolup taşmaya takım 30000 lere oynamaya alışmış hale gelmiş. Tribünler ilk defa toplumun toplu olarak ortak ruhunu ortaya koymaya başladığı bir alan olarak keşfedilmiş. Orhan amcamızın da siyasi düşünceleri bir süre sonra Eskişehir li bazı kalantor diye tabir edebileceğimiz fabrikatör ve toprak sahibi ailelere ters düşmeye başlamış. Şehir zaten ozaman küçük. Amigo ne dese o oluyor . Bakmışlar olucak gibi değil napalım edelim Orhan amcamızı fabrikatör bir ailenin kzı ile kandırıp evlendirmişler. Sonrasında ne tribün kalmış ne amigoluk ne de aykırı sesler. O zaman ki Eskişehir kadrosunu 35 yıl sonra tek nefeste sayan babama selam olsun:)))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder