30 Kasım 2010 Salı

Futbol Gündemimiz


Bu haftasonu STSL'de ilk kez canlı maç izledim. Galatasaray'ım BJK'ye 2-1 yenilerek sezon boyu devam ettirdiği formunu korudu. Açıkçası bir kez daha niye STSL maçlarını izlemediğimi ve herkese ulan şu digitürkü kapatında Türk futbolu evrim geçirsin diye sızlandığımı hatırladım. Arada bir işte 13-14 haftada bir canlı maç izleyip bu gazı doldurmalıyım o da anlaşıldı. Neyse maç 2. belki de 3 .lig maçı kıvamındaydı. İki takımda pas yapamıyor, savunma rezalet falan konuşmaya değecek pek bir şey yok.
Ülkemiz özelinde haftanın bombası ise KRAL'dan. Ne mi diyor KRAL ülkemin devlet TV'si TRT1 de hafif gevrek Kemal Sunal tarzı gülüşüyle;
'Ehe işte İzmir şehri de herhalde sosyal yaşantısından dolayı pek başarılı olamıyor futbolda.' HÖSTTT lan HÖSTTT. Yeter ulan gavur İzmir'miş, yeter ulan Türk futbolundaki F Tipi yeter ulan yeter. Ne yapıyor bu futbolcular İzmir'de? Vapurla Karşıyaka'ya mı geçiyor diye yada Alsancak'ta oturup çay kahve içiyor diye mi başarısız İzmir takımları? Bence bu atraksiyonları ülkenin her yerinde yaparlar. Onun dışında ne yapabilirler? Mesela alkol yada fuhuş? Onlarda her yerde var. Tabii Sivas dışında, orada lailaheilllallah ya.
Düşünüyor düşünüyor cevap bulamıyorum en fazla körfeze karşı rakı-balık diyorum yada hani 5 vakit namaz kılmıyorlardır diyorum sonra aklıma Şampiyonlar ligini kazanan daha dün Real'e 5 çeken Barca'nın oyuncularının da alkol aldıkları, 5 vakit namaz kılmadıkları geliyor aklıma ve ona mukayet olmaya çalışıyorum. Kral H.Şükür bu cümlede neyi anlatmaya çalışmıştır açıklarsa sevinirim.
Geçelim İspanya'ya. Anlayışı farklı, kültürü farklı, FELSEFESİ FARKLI. Skor da farklı. Beklenen sonuç ama skor can alıcı. Mourinho kariyerinde 4 farklı skorla kaybetmezken 5-0 lık sonuç El Classico'da can yakıcı oluyor haliyle. Maç sırasında aklıma gelmişti onun da istatistiği tutulmuş CASİLLAS El Classico'da en çok gol yiyen kaleci olmuş 37 gol görmüş ağlarında bugüne kadar yazıktır günahtır kendisine. Burdan son söz de NTVSPOR'a baydınız lan. Ne derbiymiş arkadaş hala özet veriyorlar yeter ulan o da baydı Bez Bebek gibi gün boyu...

24 Kasım 2010 Çarşamba

Bursaspor Üzerinden Türk Futbolu Sürünüyor Diyenlere

Baştan söliyim asabiyim agresifim.
Allasen diyorlar ki işte Türk futbolu yerlerde , Neymiş efendim Bursa 6 yemiş golü yokmuş, puan alamamış. Bre deyus bugüne kadar 3 büyük 3 büyük diye çok afedersin götünde dolaştığın takımlar her sene tur atlıyordu da biz mi kaçırdık. Türk futbolu bitmişmiş ulan ne zaman başlamıştı ki? Bir GS'ın UEFA kupası var en kral GS li olarak beni bile baydı bu muhabbet, şans mans değildi belki ama rüyaydı heralde arkadaş.
Bi de Bursa gol yedikçe twitter, ekşi falan gaza gelip havaya saydıranlar var ki onlara söyleyecek söz yok. Bursa futbol oynayamıyormuş, oyuncular rezaletmiş, hay o Sercan'ın .... falan. Lan senin o kupa alan GS'ın Chelsea'den kendi evinde 5 yedide Büyük Kaptan'ın dahil olmak üzere 4-5 oyuncu o maç sonunda kadro dışı kaldı, öyle futbollardan öyle performanslardan kupalara uzanıldı. O zaman 14 yaşındaydım maçı da tam hatırlamıyorum ama Bursa'dan kat be kat kötü oynamışızdır herhalde. Şu Bursa 2-3 takviyeyle 2-3 sene bu ligde oynasın hersene çeyrek final yapmazsa adam değilim yahu.
Diyeceğim o ki evden oturup konuşmak kolay, GS'lıysan Kadıköy'de FB'liysen Sami Yen'de BJK'lıysan hem Kadıköy hem Sami Yen'de bi derbi maçına git sonra gel bir daha konuşalım tartışalım bu takımların ne kadar büyük olduğunu. Bildiğin semt takımlarının bize nasıl BÜYÜK diye kakalandığını, Bursa gibi büyük şehir takımlarının nasıl ezildiğini, ülkenin maddi geliri en yüksek şehirlerinden birini temsil eden şampiyon takımın nasıl forma reklamı alamadığını falan tartışırız. Onların yanında -hasta bir GS'lı olarak bu sezon tek bir GS maçı dahil olmak üzerehiö STSL maçı izlemedim ama- belki sahada oynanan futbola da iki kelam ederiz. Sonucunda da evdeki digitürkü iptal ettirir paşa paşa basketbol, voleybol falan izler, izlemekten öte o sporları yapar en sonunda da belki bir umut başarılı oluruz her dalda ama bir umut.
Konu kafamda tam toplanmadı, dediğim gibi asabiyim agresifim affedin bağışlayın.
Kıssadan hisse BATTALA bugün maçın skorunu 5-1 e getiren golü atıp Mestella tribünlerine SUS işareti yapmadıya ona HELAL OLSUN.

Konfeti

Ultrasmovement'da yunalı basketbol çılgınlarının konfeti showunu görünce bu videoyu aramaya başladım sonunda da buldum ,HAGİ'nin son maçı Galatasaray-Trabzon ikinci yarı başı ve ;


Gs Trabzon 26/05/01Konfeti Fest
Yükleyen yorkasef. - Daha fazla spor videosu.

23 Kasım 2010 Salı

Ballı Brewer

Olur mu Olur


Aslında pek incelemedim maçları şöyle bir baktım ve içimden geldi. Yakarsa ROMA yakar diyor kuponu veriyorum;

530 Ajax-Real Madrid 2 Oran; 2,1
531 Auxerre-Milan 2 Oran; 1,9
533 Braga-Arsenal 2 Oran; 1,65
534 Chelsea-Zilina üst Oran; 1,3
536 Roma-Bayern 1 Oran; 1,7

Chelsea maçını banko seçip 4 ün 3 lü sistemi de oynanabilir hatta ben öyle oynayacağım, yasal olmayan yollarda oran 1 e 24 e kadar çıkarken iddaa da 1 e 15 lerde kalıyor, Tercihi siz yağın yasal oynayın :))))

20 Kasım 2010 Cumartesi

NBA Sezon Açılışı ve 1. Hafta İzlenimleri

Geçen seneden kalan 7 maçlık serilerde yazma düşüncemi bu sene uygulamadan kaldırdım. Sene başında da öngörülerde bulunmak yerine hem batug.com'un hazırladığı hem de nba.com'daki season previewlara bakarak hazırlandım sadece. Araya bayramda girince iyice boşlayıp dur bakalım takımlar bi otursun hazırlık maçları bi bitsin de öyle yazayım dedim. İyiki de öyle yapmışım takımlar ve konferanslarda taşlar 12.-13. maçlar itibariyle oturmaya başladı hatta doğuda kafada şekillendi bile.

Doğuda madem taşlar iyice yerine oturdu oradan başlayalım yazımıza. Sezon başındaki transferleriyle Miami, oturmuş kadrosuyla Orlando, tecrübesiyle Boston ve kemik takım oyunuyla Atlanta ilk 4 için en büyük adaylardı. Miami 12 maç süresince aldığı 4 mağlubiyetle beni ve medyayı en çok yanıltan gibi görünsede aslında doğunun dikkat çeken takımı Lebron'suz Cleveland oldu. 5 galibiyet 6 mağlubiyetle başladılar ve playoff listesindeler şu anda, bence 82 maç sonunda da ya 7 ya 8. sıradan playofflara ayak basacaklardır. Tekrar doğunun 4 büyüğüne bakarsak; Boston, Orlando ve Atlanta beklenen performansı verip ilk 4 de yerlerini buldular, Aralarına ise Chicago karıştı. Boozer'ın sakatlanmasıyla nasıl bir yol izleyecekleri düşünlürken hiçte kötü olmayan bir performans sergileyip 7 galibiyetle başladılar sezona. Önceden de belirttiğim gibi taşlar oturdu bu konferansta, Washington,Charlotte, Toronto, Philadelphia, New Jersey ve Detroit playoff sıralamasının dışında kalacaktırlar sezon sonunda. Sezon daha erken süpriz olur mu derseniz hiç sanmıyorum. New York, Cleveland, Milwaukee ve İndiana ise 9. sırada kalıp sezonu erken kapamamak için çetin bir savaşa hazırlansalar iyi ederler daha şimdiden.

Geçelim batıya. Batıda da beklenen yada beklenene yakın performanslar sergiledi takımlar. Öncelikle belirtmeliyim ki süpriz yapacağını düşündüğüm Memphis'in son 5 maçta kaybedip sadece 4 galibiyette kalması benim sezon öncesi düşüncelerimde yanıldığım tek noktaydı. Bir de Los Angeles Clippers var ama orada Baron Davis ve Chris Kaman'ın sakatlıkları sonrası son İndiana maçında ilk 5'in en yaşlı oyuncusunun 22 yaşındaki Deandre Jordan olduğu düşünülürse pek de yadırgamamak gerek sadece 1 galibiyette kalmalarını. Birazda zirveye ve tabi ki New Orleans'a bakalım. Hornets bu sezona flaş gibi giren ve ligde en son yenilen takım olma apoletini taktı formasına. Hücumda CHRİS PAUL'un sazı eline aldığı ve geçen yılın sürüneni David West'in ona yardımcı olduğu Hornets işin savunma tarafında ise Trevor Ariza ve Okafor ile sonuca gitmeyi bildi sezon başında ve sadece tek mağlubiyet aldılar. O mağlubiyette 3 sayı farkla Dallas'a, yani anlaşılabilir bir sonuç. Zirvede tek değiller bu arada. San Antonio'da beklenenin dışında bir giriş yaptı sezona. Popovich'in allstar sonrası açılan San Antonio'su yerine kafadan zirveye tırmanan Spurs gördük bu sezon. Yaşlı kadro, başarıya doymuş kadro, kenardan yardım görmeyen kadro diyenler çoktur ama takımın başında Popovich kadrosunda Tim Duncan olunca bir oturup düşünmek gerek. Tek mağlubiyetleri New Orleans'dan bu arada. Orta sıralarda ise beklendiği gibi işler karışık. Oklahoma, Dallas, Portland, Utah, Golden State, Phoenix, Denver playoff sırası için sezon boyu birbirlerini yer dururlar. Sacramento, Memphis, Minnesota, Houston, Los Angeles Clippers ise havluyu erken atanlar. Erken pes edenlerden Sacramento'da Tyreeke Evans'ın yükselen performansına rağmen Houston ise Yao'suz dibi gördüler.

Çoğu kişi ee batı dedin LAKERS nerde hacı diyebilir. Onları ligin üstünde bir yere bu seneki şampiyonluk adayım yerine koydum. Bir takım coachundan masörüne bu kadar mı TAKIM ruhu içinde olur? Kişisel olarak Boston'ı daha çok sevmeme rağmen LAKERS'a şapkamı çıkarır ayakta alkışlarım. Bu sene de büyük ihtimal bir sakatlık bir gariplik olmazsa şampiyonluğa uzanacaklar. Doğuda Boston, Miami, Orlando birbirini yerken onlar playoffta olsa olsa San Antonio ile kapışacaklar ve finallerde de farklarını ortaya koyacaklar bence. Lakers'ın şampiyonluğu nasıl düşündüğünü ve istediğini görmek için Kobe'nin sakatlık sonrası aldığı dakikalara ve düşmeyen performansına bakmak yeterli, Gasol ise durdurulamaz gözüküyor. En zayıf yanları olan PG pozisyonunda ise rakipleri Miami'den çokça üstünler Boston'da ise Fisher Rondo'yu geçen seneki gibi yer.
Fazla uzatmadan haftanın oyuncusunu da yazayım bitireyim. Karşılarınızda Kobe Bryant efendim. Son 3 senedeki dakikalarına ve skor,asist, ribaund ortalamalarına bakın ve ne kadar büyük bir oyuncuyu izliyoruz görün.


15 Kasım 2010 Pazartesi

Avrupa'dan Fußball, Football,Calcio, Fútbol, Futebol, Voetbal

Bu sefer açılışı haftanın en büyük süprizinin yaşandığı Premier ligden yapacağım. Evet haftanın en büyük süprizi Chelsea'den geldi; sene başındaki hızlarını kesmişlerdi ama kendi evlerinde de Sunderland'den 3 yiyince herkese şok yaşattılar tam anlamıyla. Ne var olamaz mı diyebilirsiniz ama bu 3 gol Chelsea'nin Stamford Bridge'de bu sezon yediği ilk 3 goldü ayrıca Sunderland'de ilk deplasman galibiyetini aldı bu sonuçla. Tabi bir de iddaadan 1 e 12,5 kazananlar var ki asıl onları sevindirdi herhalde bu skor. Adada Arsenal ise Everton deplasmanında 2-1 gülerek puan farkını 2 ye indirdi. Manchester vs Birmingham maçlarında da beraberlikler alındı. United deplasmanda Villa ile 2-2, City içerde Birminghamla 0-0 kalarak puan farkını az da olsa kapattılar. Yükselişe geçen Liverpool Stoke deplasmanında frene bastı ve 2-0 mağlup oldu. Ayrıca son 3 de 3W kabusu sona erdi. Wigan Bromwich'i tek golle yıktı ve Birmingham'ı 18. sıraya itti. Totenham haftanın en gollü maçında Blackburn'u 4-2 geçti ve tekrar ağızlarda tek bir isim vardı GARETH BALE.

Haftanın süprizinden sonra haftanın maçının yaşandığı çizmeye dönelim. Milano derbisinde son yıllarda galibiyete hasret kalan Milan galip çıktı. İbra'nın 5. dkdaki penaltısı skoru ilan ederken Milan yaklaşık 40 dk 10 kişi oynamasına rağmen bu sezon İnter'den daha üstün olduğunu gösterdi. Zirvedeki diğer maçta Lazio Napoli'yi 2-0 yenerek 2. lik koltuğunu korudu. Juve- Roma maçı ise 1-1 lik sonuçlar 1 er puanın eşit dağılımına sahne oldu. Eee tabi bu sonuçta Milan'a ve Lazio'ya yaradı. İtalya'da haftanın en büyük performansı ise yaşlı kurt ANTONİO Dİ NATALE'den geldi. Udinese Lecce'yi 4-0 yenerken 3 gol 33 lük yıldızdan geldi.

Madem güneye indik devam edelim. La Liga'da haftanın maçı Barca Villereal'di. Barca yine ve yeniden Messi ile güldü. 3-1 kazanarak Real'i zirveden yalnız bırakmadılar. Real'de Sporting deplasmanında skora Higuain ile gitti ve 1-0 lık galibiyetle yetindi. Atletico Madrid ve Valencia kendi evlerinde rahat kazanırken Sevilla'da deplasmandan 3 puan çıkardı. İspanyada dikkatimi çeken bir istatistik Mourinho sonrası R.Madrid'in 11 maçta sadece 5 gol yemiş olması. Adam alan savunması konusunda master-doktora ne varsa silmiş süpürmüş La Liga gibi bile hızlı top oynanan bir ligde de bu becerisini devam ettirebilmesi takdire şayan.


Almanya'da ise üstüne konuşulacak pek fazla bir konu yok. Dortmund cuma günü galibiyet alınca zirvede rahatladı. Konuşulması gereken tek konu belki de Mainz gibi lige fırtına gibi giren bir takımın son 3 saha maçında 3 mağlubiyet alması. Gerçekten çok şaşırtıcı, herhalde taraftar baskısı onları strese sokmaya başladı yada başka bir etken olmalı bu düşüşü açıklamak için. Dortmund haftayı galibiyetle açarken galibiyetle kapayan da Nurnberg'i 3-0 deviren Bayern oldu. Dortmund 2. Leverkusen'le puan farkını 7 ye çıkarırken sonuncu Köln kendi evinde Monchengaldbach'dan 4 yiyerek bu sene gidici olduğunu kanıtladı. 3-3 lük Kaiser- Stutgart maçı ise bol gollü izlemeye değer maçlardan oldu bu hafta.
Tekrar güneye inelim fazla konuşmıcam çünkü işler Fransa'da sapa sardı, lider Brest bu haftada berabere kalmasına rağmen koltuğu kaptırmazken lig 19. su Nancy ile puan farkı SADE ve SADECE 8. İ- NA- NIL-MAZ.Tam araştırmadım ama en çok beraberlik alınan lig durumundalar. 13 haftada liderin sadece 22 puanı var ve düşmeye oynayan takımın liderlik koltuğuna oturması için sadece 3-4 haftaya ihtiyacı var. Caen deplasmanından Lille 5-2 lik galibiyetle dönmese bu haftada 20 gol barajını aşan takım olmayacaktı da saolsun varolsun Lille ilk ziniciri kıran oldu. Marsilya ve Sochaux da takipçileri.
Ligimizde ise Trabzon Bursa'dan 3 puanla döndü ziirvede farkı açtı, Portekiz'de Porto tam yol devam,Hollanda da PSV aynı şekilde, Belçika'da Genk zirveyi kaptırmazken, Rusya'da Zenit şampiyonluk ilan etti ve İskoçya'da Rangers -Celtic çekişmesi sürüyor.

13 Kasım 2010 Cumartesi

Kadınlar Voleybol Milli Takımı

Sene 2005 yer Ankara Atatürk Spor Salonu, Dünya genç kızlar voleybol şampiyonası grup maçları,


14 numara BAHAR TOKSOY
11numara NAZ AYDEMİR ( Naz 90'lıymış laaa :)))) )
2 numara SEDA TOKATLIOĞLU
17 numara NERİMAN ÖZSOY
O kızlar bugün Japonya'da İtalya'ya karşı dünya 5. liği maçına çıkacaklar ve inanıyoruz ki kazanacaklar, haydi kızlar kalpler sizinle başardıklarınız başaracaklarınızın teminatı olsun...

Saygı Duyarım # 31

James babanın gırtlagına kurban , Pavarotti başkan zaten her zaman bir numara ;

12 Kasım 2010 Cuma

Ya Adama Bi Git Çay Koy Derler



Volkan Şen YOK
Sercan Yıldırım YOK
Mehmet Topal YOK
Mevlüt Erdinç YOK
Furkan Özçal YOK
Halil Altıntop YOK
İlkay Gündoğan YOK




Kim mi var?

İbrahim Akın
Colin Kazım Richards
Servet Çetin
Sabri Sarıoğlu
Engin Baytar
Gözlerde Selçuk Şahin'i arıyor ama ...

Hay senin yaptığın yapacağın takıma arkadaş. İ. Akın nedir ya? Ne bekliyorsun da alıyosun takıma? C.Kazım kimdir abi, adam milli takıma çağırılmazsa Başbakanın bir açığını falan biliyorda onu mu açıklayacak. Noldu Oğuzhan Özyakup? Noldu Jem Paul Karacan? Mevlüt'ü alma , Sercan boşuna şampiyonlar liginde top koşsun, M. Topal balına Valencia'da 11 e girsin demi. Allah'ım aklıma mukayet ol, çay koy falan dedim de anlayın siz ağzıma alınmayacak küfürler hazırladım bu adama...

Euroleague 4. Hafta

Milli takımın dünya 2.liğini bu sefer güzel salonlar ve ardından gelen transfer ve maç sonucu başarılarıyla donatabildik. Euroleague'de 4 de 4 ü bulan FB Ülker Siena'yı 15 bin seyircisi önünde rahat geçti. Efes Pana deplasmanında game speedi 35'e ayarlanmış NBA 2K11 gibi oynayınca o da rahat kaybetti. Kadınlarda ise hem Acıbadem FB hem M.P. GS galibiyetle haftayı geçti. Bu formu devam ettirirlerse şampiyonluğun en büyük 2 adayı bizden diyebiliriz.



11 Kasım 2010 Perşembe

Avrupa'dan Fußball, Football,Calcio, Fútbol, Futebol, Voetbal

Hafta içi Premier lig ve Serie A'da 12. hafta mesaileri vardı.
İngiltere'de hafta arasının karlısı Chelsea oldu. Manchester derbisinde gol sesi çıkmayınca puan farkı 4'e çıktı. Arsenal Chamakh'la deplasmandan 3 puan çıkardı. Liverpool ise 3 maç aradan sonra 1 puanla yetindi. 5 beraberliğin çıktığı haftanın en gollü maçını Stoke City Birmingham'ı 3-2 yenerek elde etti. Aynı skorla gülen bir diğer takımda Aston Villa oldu. Ligdeki sıkışık puan tablosu devam ederken, dipte hala 3 W var.
Çizmede ise liderlik el değiştirdi. Pato,İbra ve Robinho'yla skora giden Milan Palermo'yu 3-1 devirip koltuğa oturdu. Lazio istikrarsız Cesena'ya deplasmanda 1-0 kaybedince uzun süredir oturduğu koltuğu 4 günde kaybettiği 2 maçla Milan'a devretti. Roma çıkışını sürdürüp 3 puanı 3 golle aldı. Ranieri'nin klasik sezon ortasında açılan takım olgusu bu sezonda kendini göstermeye başladı. Şampiyonlar liginde de rahatlarlarsa ligde zirveye oynayacaktırlar. İnter Lecce'yle Juve'de Brescia'yla deplasmanda 1-1 berabere kalarak hafta arasını iyi değerlendirememiş oldular. Napoli'de Cagliari deplasmanından son dakikada Lavezzi ile gülünce 3. lüğü ele geçirdi. Genoa'da da kan değişimi galibiyeti getirdi. Bellardini'nin talebeleri Bologna'yı 1-0 yenip uzun süre sonra 3 puanı tattı.
İşte böyleydi Avrupa'nın en büyük 3 liginden 2'sinde haftaiçi yaşananlar. 12. haftayı da devirdik böylece.

10 Kasım 2010 Çarşamba

Indıana'dan Rekor Var

Bir çeyrekte tam 54 sayı yazı ile elli dört sayı. Ohaa diyorum. Tam kendi kendime basit hesapla acaba karşılarında 5 kişilik savunma olmasa sadece 12 dk. da 27 tane basket bulabilirler mi diye soruyordum ki öğrendim ki 3. çeyrekte ilk 20 şutlarının tümümü sokup 20/21 le oynamışlar bu çeyrekte. Ne diyim verecek tepkim pek kibar olmayabilir.

9 Kasım 2010 Salı

Avrupa'dan Fußball, Football,Calcio, Fútbol, Futebol, Voetbal

Yavaş yavaş sıralamaların oluştuğu bir döneme giriyoruz. Önümüzdeki 1,5 ayda şampiyonluk adayları en iyi performanslarını gösterip iddaalarını ortaya koyacaklar ama bakalım o 1,5 aya nasıl giriyorlar.

Önce Bundesliga. NURİ Şahin ile başlayalım. İlk 11 haftanın en iyi oyuncusu seçildi NURİ. ee tabii takımı Dortmund'da 28 puanla liderlik koltuğunda ve sadece 7 gol yediler 11 haftada. Kloop'un çocukları şampiyonluk stresine girmezlerse bu sezon açık ara en iyi futbolu oynayan takım olarak şampiyonluğu hak ederler. Ama daha 3'de 1'i biten Bundesliga da şampiyonluk konuşmak için erken. Mainz ise son 4 haftada 3 yenilgi aldı ama hala 2. sırada. Bayern Monchengladbach'la 3-3 berabere kalarak sadece 16 puan toplayabildi ve 9. sırada yer buldu. Stuttgart Werder'e 6 atıp kendine geldi. Schalke'de kendi evinde ilk kez kazandı. St. Pauli'yi 3-0 geçen Schalke ve Werder'i 6-0 geçen Stutgart böylece ligin dibinden kurtuldu. Ligin dibinde ise Monchengladbach ve Köln kaldı.

Premier lige geçelim. Her ne kadar Chelsea sezon başındaki fırtınasından hız kessede liderlik koltuğunu bırakmış değil. Bu hafta Anfield'da hayata dönen Liverpool'a daha doğrusu Fernando TORRES'e boyun eğdiler. Liverpool ise 2-0 lık galibiyetle yoğun bakımdan çıktı. Hafta içi Napoli'yi Gerard'ın hattrickiyle geçmişlerdi bu sefer sahnede THE KİD vardı. 25 puanlı Chelsea'yi 23 puanla Man.Utd. takip ediyor. Arsenal ve City ise 20 puanla takipteler. Premier ligde görüntü bayaa karışık aslında, 15 ve 14 puanlarda toplandı çoğu takım. Ligin dikkat çekeni ise 5. sıraya kadar yükselen Newcastle United. Kayıplarda geçen bir yılın acısını çıkarıyorlar herhalde. Championshipden gelip Avrupa vizesi alırlarsa büyük iş başarmış sayılırlar. Son üç sırada ise 3W var. Wigan,Wolves ve West Ham.

Sıra La Liga'da. Real ve Mesut çok iyi bir form yakaladı, Bernebau'daki derbiyi 2-0 kazandılar. Bu galibiyetler bakalım onlar gibi kazanmaya devam eden Barca'yı strese sokacak mı? Gerçi geçen sezonda aynı şekilde geçmiş sonra Barca farkını ortaya koymuştu ama bu sezon içeride çok kayıp vererek başladılar. Getafe'yi deplasmanda 3-1 geçerken Messi son 50 lig maçındaki 47. golünü attı. Alkışlar tebrikler Messi'ye tabi ki. Valencia M. Topal'ın kırmızı kart gördüğü maçta Sevilla'ya 2. yarıda kaybetti. Böylece zirceden koptular. Villereal ise Real ve Barca'yı bir adım geriden 23 puanla takip ediyor. Onlar birbirine çarpıp yarış dışı kalırlarsa diye bekleyen 3. sıradaki pilot gibiler sinsi sinsi hata yapmadan ilerlemeye çalışıyorlar. Zaragoza haftayı 3-2'lik sezonun ilk galibiyetiyle geçirirken son sıradaki yerini sezona büyük umutlarla başlayan Malaga'ya bıraktı. Malaga'da Ferreira'dan koltuğu Pellegrini aldı bakalım son sıradan kurtulabilecekler mi?

Serie A'da da başkent derbisi haftaya damga vurdu. Zirvedeki Lazio'ya yavaş yavaş forma giren Roma dur dedi. 2-0 la kazanan Roma Lazio'yu liderlikten indiremedi ama kendini 7. sıraya fırlattı. İnter Bresci'ya 2 puan verirken Milan Bari'yi zorda olsa 3-2 yenerek 2. sıraya oturdu. Juve ve Napoli ise 4. ve 5. sıradalar. Lige süper giren Cesena ters rüzgar yiyerek düşme hattına kadar geriledi. Ligin dibinde Parma,Cesena ve Bari var. Yine sezona büyük umutlarla giren Genoa ise 11 puanla 14.sırada kalınca teknik direktör değişikliğine gitti. Geçen sezon Lazio'yu çalıştıran Bellardini ile anlaştılar bakalım kan değişikliği onlara yarayacak mı?

Fransa Ligue 1'da da işler bi hayli karışık. Lider Brest yenilgiye rağmen 12 maçta 21 puanla zirvede. 19. Lens ise 13 puanda. Bu bilgi ligin ne halde olduğunu anlatmaya yeter de artar herhalde. Sonuncu Arles'i bir kenara koyarsak ki onlarda bu hafta kazanarak ilk galibiyetlerini aldı ligde kim nerede sezonu bitirir konuşmak sadece kahinlik olur. PSG'nin formu Mevlüt'ün golleri ve Lyon'un bu karışık tabloda şampiyonluk şansının halen devam ediyor olması konuşulabilecek konular. Asıl boma ise 12. haftanın bitmiş olmasına rağmen LİGUE 1'DA 20 GOL ATABİLMİŞ TAKIM OLMAMASI. NOKTA.


Hollanda'da yenilgisiz Twente 31 puanla zirvede iken galibiyetsiz Willem 2 de 2 puanla dipte. PSV Twente'yi 1 puan farkla takip ediyor. Den Haag'a kaybeden Ajax 27 puanla 3. lüğü Groningen'le paylaşıyor. Belçika'da EUPEN'e değinmem gerek, söz verdiğim gibi. Bu hafta da kazandılar ve puanlarını 8 yaptılar bu takım ligde kalacak diyorum. Genk 30 puanla zirvede. Portekiz'de de büyük maçı Hulk ve Falcao'lu Porto kazandı. Kazanmak tam karşılığı olmayabilir ne de olsa skor 5-0 . Gerçi Benfica'nın haftaiçi kazandığı 4-3'lük Lyon maçı etki etmiş olabilir ama bahane olmaması gerekirdi. Porto 28 puanda ve 10 haftada 2. yle 10 puan fark yaptı. İskoçyadan da haftanın maç skoru gelsin. Celtic :9- Aberdeen: 0. Süper ligde ise liderliği Galatasaray'ı deviren Trabzon devir aldı. Bursa deplasmanda M.P. Antalya'ya 2 puan verdi ama Allah'a çok şükür büyük bir tehlike atlatan ALİ TANDOĞAN 'ı kaybetmeden ayrıldı. Ona da burdan geçmiş olsun diyerek acil şifalar dileyelim ve yazımızın sonuna bu haftalık gelelim.

8 Kasım 2010 Pazartesi

Saygı Duyarım # 30

UFUK BAYRAKTAR
araştırın bulun okuyun izleyin. Oyuncu olunmaz oyuncu doğulur saygım sonsuz

ALARM ALARMM


Evet blogu foruma döndürmek istemezdim ama çok acil yardıma ihtiyacım var Sorun şu ki
1) FM2011 yukledım rusca cıktı eng.ltc yıde copy paste ettım ama oyun acılmıyor, ana menuye gırmeden cıkıyor.Acil yardım

2) NBA2K11 yükleyemedim tonlarca rar dosyası çıktı karşıma napcam bilmyorum yokmudur kolay bir yolu yordamı?

3) Cıvılızatıon 5 aldım onda da yuklerken cplus plus dosyalarınız değiştirelecek diyor napmamız gerek.

Evet bu sorulara açil çözüm bekliyorum yardım edenlere şuku vericem.

UEFA Avrupa Liginde 3.ve 4. Hafta

Yine sözü fazla uzatmayıp kısa bir özet geçeceğim. 12 grupta BATE,CSKA Moskova,Zenit,Porto, Stutgart sadece garantilediler tur atlamayı. Sadece bu bilgiye bakarak bile gruplarda ne kadar çok çekişmeli maçlar olduğunu görebiliriz. Bu grup sistemi kesinlikle cuk oturdu UEFA kupasına. Burada oynayan baş altı takımlar ileride Şampiyonlar ligi için çok iyi derecede bir hazırlık yapmış oluyorlar. A, D ve J gruplarına göz atmanızı öneririm. Hiçbirşey belli değil bu ölüm gruplarında. GS eleyen Karpaty'nin 0 puanla devam etmesi ise bu sezon hiçbir GS maçını izlemememin nedeni olabilir.









Şampiyonlar Liginde 3.ve 4. Hafta

3. haftanın üzerinden yaklaşık 1 ay 4. haftanın üzerinden de yaklaşık1 hafta geçtiği için hem Şampiyonlar liginde hem UEFA Avrupa liginde bu 2 haftanın çok kısa bir gözlemini yapabileceğim.
A grubuyla başlayalım. Tam bir ölüm grubu oldu ve maçlar hem gollü hem zevkli geçiyor. Şimdiden kim çıkar hiçbirşey söyleyemiyorum ama GARETH BALE'e burdan bir şapka çıkaralım.
B grubunda da işler karışık Schalke gidici gözüküyor bana. Lyon, Benfica elele ilk 16'ya kalır.
Bursaspor deplasmanda kötü içeride iyi oynasa da beceriksizlik ve acemilik iplerini çekti. Valencia ise Rangers'ın bir adım önünde grup C 'de.
Kopenhag bu yılın süprizidir açık ara. Barca'ya kafa tuttular puan alıp Avrupa ligini garantilediler. Bundan sonra da büyük bir çöküş yaşamazlarsa ilk 16'dalar.
Bayern, Chelsea ve Real Madrid gruplarında çıkmayı garantilediler. Chelsea Karpin'in Spartak'ına akıllı ol mesajı verirken, Bayern Cluj'u ezdi. Madrid ise İnzaghi'ye teslim olmadı artı 3 de golü bulup kapıyı araladı.
Son grupta ise Lucescu'nun Shaktar'ı Arsenal'den deplasmanda 5 yiyip Donetsk'de kazanınca o grupta karışık hale geldi. Arsenal çıkacaktır ama bir süpriz onları 2.liğe itebilir.
Partizan, Bursa ve Zilina halen puanla tanışamadılar. Marsilya Zilina'ya deplasmanda 7 atarken Şampiyonlar liginin en farklı deplasman galibiyetine imza attı. İnzaghi'de Real'e 2 tane sallayarak Raul'u yakaladı; Avrupa'nın en golcü oyuncuları sıralamasında 70 er golle zirvedeler.








4 Kasım 2010 Perşembe

Back @ Home


Evime Ankara'ya döndüm. İlk defa Ankaraya dönmek istemeyerek döndüm. Malum yolun sonu belli önce Toefl sonra KPDS sonra da asker. Anammm strese sinire gel. Sen 3 Kasımda 27 derecede göl gibi sakin denize gir 12 Aralıkta askere git nereye olacağı da belli değil ,hayırlısı.
Uykum var yatıcam o yüzden kısa kesiyorum. Geçen hafta sadece FB Acıbadem kadın basket takımını kutlamıştım ama GS C.C. da kazanmıştı niye atladım bende bilmiyorum. Bu hafta FB Acıbadem yine galip gelirken GS.C.C. mağup oldu. Efes kendi evinde Milano'yu rahat yendi. Marsilya deplasmanda Zilina'ya 7 atarken, Mourinho İnzaghi'nin elinden beraberliği son dakikada kurtarmış. Kadınlar voleybol dünya kupasında 5 maçın 3 ünü kazanıp 2.tur gruplarına kaldık bundan sonrası için 5-8 arası olmaya çalışıcaz inşallah başarırız.Falan filan işte. Önce uyku sonra ders akşama da BJK ve Fb Ülker maçları. Cumartesi gelse de rahatlasak...