28 Eylül 2009 Pazartesi

Morgan Beck

Exten next olur mu bilemem ama 17 yaşında keşfet, büyüt, milli takıma yolla kız manken olcam Djan'cım diye çıksın. Bizde bozkır erkeğiyiz tabi olcak şey değil. Ah ulan diyip aslan sütünü doldurmak kalıyor bana sadece.

Bir de eski günler tabi ki. Formanı hala giyiyorum bebeeem... :)))

Ahmet'cim dale don dale ve 'We Were Young'

27 Eylül 2009 Pazar

Football... Why not only football ???

Ligin başındaki olaylı Diyarbakır-FB maçından sonra değinmiş olmam gerek yada tatilde olmanın verdiği internete erişim zorluklarından dolayı unutmuşta olabilirim. Yazmam 7. haftanın sonuna nasip olacakmış meğer.
FB'nin Diyarbakır deplasmanından önce fırtına kopacağını hissediyordum. Kesin birşey olacaktı ama... Sonrası malum ; polisle çatışanlar,FB'lilere saldıranlar, sanırsın 85 yılın intikam havası.
İşte o günün sabahı denize yürürken ki düşüncelerim gün gibi gözümün önünde. Tek bir soru var beynimde...
Peki ya Bursa Diyarbakır'a gidince ne olacak?
"Biz PKK’lı değiliz. Biz Yunanistan’a gelmedik. Görüşürüz. Diyarbakır'a gelmeyin. Havaalanına sokan adam değil. Bunun hesabını vereceksiniz"
Olarak alacakmışız yanıtı meğersem.
Dün Bursa'da oynanan ve 10 kişinin yaralandığı Bursa-Diyarbakır maçından sonra Diyarbakır'lı bir yöneticinin Bursaspor başkanına saldırırken sarf ettiği cümleler bunlar.
Yukarıda yazdığım gibi kafamda bu sezon ile ilgili 2-3 sorudan biriydi Diyarbakır-Bursa maçı. Şimdi daha da güzel oturdu herşey kafama.
Bursaspor'u ve Bursaspor taraftarını 24. hafta Diyarbakır'a götürmeyin!!!
Cevabım budur benim. Nedeni ise yukarıda söylenenler değil. 3 yıl önce Ankara deplasmanından dönen Bursaspor taraftarlarının, bir miting dönüşü karşılaştığı DEHAP'lıların otobüslerini nasıl taşladıklarını, Dehap'lıları nasıl otobüste sakladıkları sallama, kılıç vb. gibi aletlerle Bozüyük yakınlarında 'denize döktüklerini!!!' bu alem içinde olup da bilmeyen yoktur heralde.
O gün bugün karşılaşmayan otobüslerin ise dün Bursa Atatürk Stadı'nda şarampole yuvarlandıkları aşikar. Dileğim 24. haftada kafa kafaya girmesinler...





Alpaslan Dikmen

1 sene geçmiş Alpaslan Abi'mizi kaybedeli. Dün gibi geliyor , zaman çok ama çok çabuk akıp gidiyor.
Vefatında Konya maçıyla uğurlamıştık onu, bugün ise Eskişehirimle oynayacak Galatasarayım. Yine onun için bağıracak tribünler. Yine herşeyin şaka olmasını bekleyerek...

21 Eylül 2009 Pazartesi

Haykıracak Nefesim Kalmasa Bile


Başlarken herşeye rağmen yaşattığınız heyecan için teşekkürler 12 dev adam ve sol üstte ayakta duran cüce(!!!) adam.
İlk tur ve ikinci turda süper savunma basketbolunu 40 dakika sahaya yansıtan ve bu süreçte 5 de 5 yapan bizi umutlandıran takım ne oldu da son 4 maçını kaybederek 8.liğe razı oldu. İstatistiklerde aradım cevabı. Gözüme ilk çarpan Hidayet'in yüzde 32.8 2'lik atış yüzdesiyle oynaması oldu. İkinci çarpıcı istatistikse ilk turda 11 de 8 3'lük atan Ender'in bundan sonra 11 de 0 ile 3'lük kullanması ki Yunanistan'ı onun üçlüğüyle yıkabilirdik. Sonuncu istatistik ise hepimizin gözüne batan Ömer Aşık'ın 47 de 15 serbest atış kullanması. Çok birşey değil 47 de 30 yapabilse belki de madalyanın altını bizdeydi bugün.
Bu istatistikler sadece bu turnuvada oynadığımız 9 maç sonunda neden yapamadık sorusuna verilebilecek somut cevaplar. Peki ya ne oldu da 10 yıl önce Fransa'ya yenilmesine rağmen kesin kupaya uzancaklar dediğimiz 79 jenerasyonu( Kerem, Hido, Mehmet Okur, Serkan Erdoğan, Kerem Gönlüm, Kaya ) bu başarıya ulaşamadı. Peki ne oldu da yıldızlar, gençler ve ümitler Avrupa finallerinde sırasıyla boy gösteren 86 jenerasyonu ( Ersan, Cenk Akyol, Oğuz, Semih, Mehmet Yağmur) bu takım içinde kaybolup gitmiş (Ersan'ı biraz ayrı tutalım). Hadi bize ne olduğunu bilmiyoruz da o finallerde bizi gümüş madalyaya mahkum etmiş Sırbistan nasıl oluyorda bize ilk defa bu turnuvada yenilmesine rağmen finale çıkıp gümüş madalyaya uzanıyor bizim yerimize???
İşte bu soruya ne federasyon ne de basketbol dünyası çok somut bir cevap veremiyor. Çünkü o kadar alışmışız ki yenilgilere, aldığımız 5 galibiyet bize en büyük orgazmı yaşatıyor ve kimse Tanjevic'i sorgulama gereksinimi duymuyor. Ben ve ben gibiler Slovenya'ya atamadığımız son saniye şutu sonrası yıkılıp bitti abi turnuva derken niye herkes 'süper oyun kurmuş Tanjevic ama çocuk atamadı şans işte' diyor. Oyuna o molada giren soğuk bilekli Engin'in o üçlüğü atmasının nasıl bir şansı olabilir. NBA'de finale çıkan takımının her maçtaki en zor topunu tek başına kullanan Hidayet'in bu turnuvada bir tek son saniye topu kullanmaması nasıl açıklanabilir??? Slovenya yada Yunanistan maçındaki son 2 top olmak üzere 3 pozisyonda onun adı bile geçmiyor şansa bak(!!!) Neyse uzatmayalım . 10 sene önce 8. ,8 sene önce de Avrupa'da 2. olan takımın sonraki sıralamalarına baktım 11. ,9., 12. sıralamaya bile girememişiz sevinelim 8.liğe yani. Hatta ayakta alkışlayalım Tanjevic'i...

19 Eylül 2009 Cumartesi

Blogger Kapalıyken

- Ankaraspor küme düşürüldü. Bana ise niye sadece bir küme düşürüldüğü ve Ankaragücüne bu cezadan niye pay çıkarılmadığı kaldı. Böyle basit kararlarla nereye varabiliriz ki. Seneye Ankaraspor birinci lige çıkarsa ne olacak acaba?

- BJK kendi sahasında iyi mücadele etti ama Manchester bir beden büyük geldi. 0-1
- FB Kadıköy'de önce geçmesine rağmen Twente'ye 2-1 mağlup oldu.
- GALATASARAY'ı neden tuttuğumu yeniden anladım. Atin'da bir kez daha Avrupa Fatihi ünvanını hakederek Panathinaikos'u 3-1 le geçtiler.

- Avrupa basketbol şampiyonasında havluyu dün Yunanistan'a uzatmalarda yenilerek attık. Slovenya maçında olduğu gibi son topu kullanamadık ve hakemlerin arkadan iteklediği Yunanlılara çeyrek finalde elendik. Havluyu atmamıza rağmen bu öğlen de Fransa yumruk indirdi. 19 sayı öne geçtiğimiz maçı çok kolay verdik. Tanjevic 5 maç takımı ne kadar iyi yönettiyse son iki maçta da okadar kötüydü. Hele hele Yunanistan maçında son 2:43 e 6 sayı önde girip Ömer Onan'ın kaçırdığı bir üçlük var ki işte ordan sonra coaching olarak kopduk. Yarın çıkar son maçı oynar eve döneriz. Bu arada ben böyle bir turnuva programı görmedim. İşin ciddiyetinden bi haber insanlar hazırlamış programı heralde. 3 günde 3 final, şaka gibi...

15 Eylül 2009 Salı

Şampiyonlar Ligi Anketi

Kim şampiyon olur diye sormuştum. Sonuçlar İspanyolları ön plana çıkarıyor. Bayern'e oy çıkmaması garip olmuş:))) Bunun dışında diğer şıkkına oy verenler heralde BJK'yi düşünerek atmamışlardır.
Barcelona 16 oy %3
Real Madrid 13 oy %24
Chelsea, Liverpool,Diğer 5 oy %9
Manchester United 3 oy %5
İnter, Milan 2 oy %3
Bayern Münih o oy %0

Türkiye:69 - Sırbistan: 64


Mükemmel bir 45 dakika geçiren bünyem yavaş yavaş kendine geliyor. Sakinleştikten sonra yazma kararı almama bakalım işe ayramış mı yoksa Hido'ya çok pis giydircem...
Öncelikle şunu söylemem gerek ki bu turnuvadaki en kötü maçımız ve en kötü Bogdan Tanjevic tercihleriyle karşı karşıyaydık. Fakat bu takımın geçen yıl ki elemelerden süregelen 'takım savunması' anlayışı maçı kazanmamıza yetti de arttı. Eğer bu kadar kötü olmasaydık maçı çoktan alıp götürürdük.
Tanjevic kötüydü dedim, açıklıyım; Turnuvaya girdiğimiz maçtan beri Ömer Onan'dan hiçbir hücum katkısı alamadık fakat iyi bir hücum yüzdesiyle oynayan Sinan Güler hala bu takımın as oyuncusu haline gelemedi ve 2. yarı sahada yoktu. İlk yarının sonunda yaptığı smac bu turnuvanın jeneriğine girebilecek kalitede olmasına rağmen.
Tanjevic'in bence ikinci yanlışı sakat Hido'yu bu akdar kullanmaya çalışması. Tamam takımın lideri, kötü hücum ettiği günlerde olacaktır - ki kimse Hido'nun mücadele etmediğini söyleyemez,7 ribaund 4 top çalması var- ve onunla devam etmemiz mantıklı gözükebilir ama çeyrek finali garantilemiş olmamıza rağmen Hido'nun sakatlığına bu akdar yüklenmemeliydik. İlk grup maçlarında takımın yükünü en az 5-10 dk. alabileceğini gösteren Bekir bu dakikalarda devreye girebilirdi. Hocanın 3. hatası da Ersan'a çok uzun süre vermesi oldu. 39 dk. sahada kalan Ersan galibiyeti getirmiş olabilir ve günün yıldızıdır fakat tekrar etmem gerekirse bu maçların çeyrek final öncesi pek anlamı yok. Tanjevic'den Slovenya maçında sağlam rotasyonlar bekliyorum.
Maçtaki benim açımdan en enteresan olaya gelicek olursak 15 yıldır şu gözlerle maç izleyen bendeniz daha 10 da 1 serbest atış atan bir oyuncu görmemiştim. Sana da helal olsun Ömer Aşık.
Son sözü Murat Murathanoğlu söylesin;
- Burda bile blokluyoruz....

12 Eylül 2009 Cumartesi

Uçan Kuşlar Martılar


Geçen sene Skibbe için çıkardığı ilk Steau maçının 11ini gördükten sonra olmaz böyle gitmez gitmeyecek demişdim. Geçen hafta alınan 2-0 lık Ankaraspor maçından sonra da takımın saha içinde yöneticisi olmadığını orta sahanın ortasında Topal-Sarp ikilisiyle hiçbiyere varamayacağımızı anlatmaya çalışmıştım. Analşılan Rijkaard'ın bir uyarana ihtiyacı var yoksa perşembe günü Panathinaikos maçında öyle bir şamar yeriz ki aklımız şaşar.
3-0 lık skor net ve hakedenin kazandığı bir maç gibi gözükebilir ama kesinlikle alakası yok. 90 dakika geri çekilen, karşısındaki takıma hiç baskı kuramayan ve en beteri orta sahadan hücuma bir tane bile top çıkaramayan bir kadro vardı sahada. Baros ve Sabri'nin çalışkanlığı , Hakan Balta'nın ekstra müdahaleleri ve Servet'in klasik futbolu olmasa skor tabelasında 3-0 lık BJK galibiyetinin altında Serdar Özkan ve gol dakikaları yazıyor olurdu.
Zevksiz, tatsız takımların dışındaki herşeyde en az o kadar sıkıcıydı bu gece. Akıllarda tek kalan Rüştü'nün Rijkaard'ın ona neden Katalunya'daki ilk maçından sonra Barcelona'da düşünmediğini ispatlarcasına yediği goller oldu.

İspanya'yı Çökerttik


Bu takıma herşey helal olsun. Kendileri de biliyorlardı maç öncesi ve maç anında karşılarındaki adamlardan daha tecrübesiz ve açıkçası daha yeteneksiz olduklarını. Ama SPOR denilen şey budur işte. Evet daha tecrübesiz, yeteneksi, formsuz olabilirsiniz ama savaşdığınız zaman kazanamamanız için hiçbir engel yoktur. Hido'nun, Tunçeri'nin, Aşık'ın 2. devre boyunca benchde otururken sahada verilen savaşı da ayakta alkışlamadan edemeyeceğim. Son söz Semih Erden'e olsun, boşuna eleştirmemişiz demek ki. Çünkü gerçek Semih'in en az bugün sahada olan kadar birşeyler yapabilecek kapasitede olduğunu yılalrdır biliyoruz. Bu kenetlenmeyle madalya yolunu açmış olduk. Burdan finale yürümek lazım...

Eskidendi Çok Eskiden

Eski açığın üstü kapatılmış. İnşallah geçen sene ki kapalı altın kapanması olayı gibi başdan savma uyduruk yapılmamışdır. Malum deprem, sel vb. gibi doğal afetler ülkesinde 'Cehennem' olarak anılan stadın en hareketli tribünü olcak bu sene. Görüntü güzel . Bi de bugün buna dağıtılacak renkli yağmurluklar eşlik edecekmiş. Alpaslan Dikmen anısına yapılacak sopalı bayrak ve bez afiş organizasyonuda menünün tatlısı olacak. Sahada fazla birşey beklemiyorum ama Galatasaray 4 atarsa kimse şaşırmasın.

10 Eylül 2009 Perşembe

Özlemişiz

Geçen ay İngiltere'deki Gameon turnuvasını da sunmuştu ama maçlar ciddi olmayınca o kadar zevk vermemişti. Polonya'da 3 de 3 yapdık tamam çok büyük keyif ama orgazmın doruğu Murat Murathanoğlu'nun anlatımı. 7 yaşındaydım basketbol ligini, Efes'in avrupa maçlarını onun sesinden dinleyerek sevdim bu oyunu hatta hatta şimdi hatırladım 5-6 yaşındayken pazar günleri Nba actionı TRT verirdi, pazar banyosuna girmeden programın arka sesini ondan duyardım. Gelmişiz 23 yaşımıza hala o var ekranın arkasında . Hala aynı ses , hala aynı coşku. Dünkü maçı 3. kez izliyorum da Oğuz'un attığı potada 3 kez sekip giren topda bağırışı mükemmel.
- Oğuz giriyoooooooooooooooooooooooooooooooooooor....Şansımız da yardım etti.
Şansımız değil o Murat Abi senin sesinin güzelliği sen giriyor dedikten sonra o topun 3 kez sekip dışarı çıkması mevzubahis olamaz.

Vuzuvela'nın Sesi Uzakdan Kulağa Hoş Gelir mi?


Benim cevabım açık; hiç ama hiç hoş gelmeyecek. Tutmadığım 32 takımdan en az 4-5ine sempati duyup bütün maçları iyi oynayan kazansın abi diye izleyeceğim. Koca bir 2010 yazı zevksiz, futbolsuz geçicek kısacası. Halbu ki daha geçen sene İsviçreye,Çeklere, Hırvatlara ve Almanlara attığımız son dakika gollerinden sonra yumruklarını duvarlarda parçalayan ben olmayacağım mesela. Maç izlerken içilecek biraların tadı, soğukluğu da aynı olmayacak haliyle. Herzamanki gibi portakalları tutup çeyrek finalde elenmelerine üzüleceğim, bunu hiçbir Hollandalı bilmeden. Oysa ki daha 7 yıl öncesi dün gibi aklıma çakılmış. Saat 11 de biten maçlar, herkesin işi gücü bırakıp akşam 7 ye 8 e kadar Ankaramın güzel caddesi Bahçeli 7. de tur atmaları, polis araçlarından 'Ölürüm Türkiyem' şarkısının çalındığı.
Çok romantizm yapdım. Düne dair içimde kalanları sıralayım biraz.
- Hakem Terim'in de dediği gibi tamamen sahada bizim 2. rakibimiz gibi oynadı.12. demiyorum bakın. 11 Bosnalının yapamadığını o halletti. Bu konuda İsvşçre maçının hesabının daha kesilmadiğini düşünen FİFA nın Emre ye sarı Terim e saha dışı ile bizi dünya kupası dışına ittiği aşikardı.
- Önder Turacı lütfen gitsin son maçda Belçika formasıyla oynasın. 4-5 atarız heralde o zaman.
- Sercan ah Sercanım. Dakika 60 daha at golü, golcüsün sen be koçum, karşı karşıya kaçırılmaz dı o gol
- Sabri ye ettiğimiz küfürleri bize yediren Gökhan Gönül oldu. Heralde o 3 pozisyondan birinde topu kaleciyle birlikte kaleye sokardı Sabrican
- Son söz Ardama eğer 2 dakika kendisi gibi oynasa maçı almış önümüze bakıyorduk , yapamadı...

9 Eylül 2009 Çarşamba

Semih Erden


Bulgaristan'ı 94-66 rahat geçerken dün de kötü oynayan Semih Erden o kadar gözüme battı ki bi değinmeden geçmemek gerekiyordu. O sırada da ekşide kötüleyen kötüleyene Semih'i. Space Jamdaki canavarlara benzetenler falan. Yani eleştirmek tamam lazım da 2 de 2 yapan tamgaz bir takımın oyuncusu için ağır konuşmuşlar. Bu gece ki istatistiklerini verseler küfür etmelerine gerek kalmazdı. Zaten maçı dikkatli izleyenler Tanjevic'in 5 faul alıp oturduktan sonra konuşmasını gördüyse bizimkiler sadece laf salatası olacak .
Semih Erden------- 4 dakika % 100 2 sayılık ile toplam 2 sayı, 3 top kaybı, 5 faul
Evet sadece 4 dakikada....

8 Eylül 2009 Salı

Susmak mı Gerek Yoksa?

Eruh ve Çukurca'da verdiğimiz 6 şehit, Marmara'daki sel baskınlarında kaybettiğimiz 8 insan aranan bir çocuk ...
Ve milli takımlarımız önce bu akşam 22:15 de basketbol Avrupa Şampiyonasında Bulgaristan'a karşı yarın ise A Milliler kritik Bosna deplasmanında;
Susmak gerekiyor bence , 1 dakikalık saygı duruşu yetmese bile...

7 Eylül 2009 Pazartesi

Geniş Aile

Adamımsın Cevo

- Seni seri sonu yapıp torbaya atıcam sonra da en zor gruuba çekicem lan Ulvi...

6 Eylül 2009 Pazar

Dikkatinizi Çekti mi?

Milli takım formasında oyuncuların isminin yazmadığını görünce neden acaba diye düşündüm. Gece diğer ülkelerin maç özetlerini izlerken de Romanya, İskoçya, Avusturya dışında çoğu takımın formasının arkasına oyuncularının adını yazmadığını gördüm. Garibime gitti, hele hele örnek vercek olursak GS'daki kocaman 'ülker' yazısından sonra formaların arkası bomboş bi duvar hissi uyandırdı bende. Hayırdır acaba nike ile adidas ın bir anlaşmasımı yoksa UEFA 'nın aldığı bir karar mıdır bi bilen varsa aydınlatsın lütfen...

İtalyan Pasaportu

İtalya, Gürcistan'ı Tiflis'de 2-0 yendiği maçta kendi kalesine 2 gol atan yılların eskitemediği Milan'lı sol bek Kaladze'ye bu başarısından ötürü birsüredir beklemede olan İtalyan pasaportunun Milano dönüşü hazır olduğunu iletmiş. Ne adammışsın be Khakabar 10 senedir Milano'da oyna gel bi pasaport için ülkeni sat.
Bu arada Gürcistan -İtalya futbol mafya hattıda kafamda koca bir soru işareti...

5 Eylül 2009 Cumartesi

Devrim Ateşi


Adana Demirspor - 0 Livorno -0
Tribünler tıklım tıklım, taraftarlar ateşli ve heyecanlıymış dün gece , orda olmayı isterdim vesselam...

3 Eylül 2009 Perşembe

Futbolun Özgür Ruhları Sahada

ADANADEMİRSPOR - LİVORNO

4 EYLÜL CUMA 20:30 ADANA 5 OCAK STADYUMU

( William Wallace pankartı; Demirsporlular bu sezon için hazırlamış , tebrikler)