10 Eylül 2009 Perşembe

Vuzuvela'nın Sesi Uzakdan Kulağa Hoş Gelir mi?


Benim cevabım açık; hiç ama hiç hoş gelmeyecek. Tutmadığım 32 takımdan en az 4-5ine sempati duyup bütün maçları iyi oynayan kazansın abi diye izleyeceğim. Koca bir 2010 yazı zevksiz, futbolsuz geçicek kısacası. Halbu ki daha geçen sene İsviçreye,Çeklere, Hırvatlara ve Almanlara attığımız son dakika gollerinden sonra yumruklarını duvarlarda parçalayan ben olmayacağım mesela. Maç izlerken içilecek biraların tadı, soğukluğu da aynı olmayacak haliyle. Herzamanki gibi portakalları tutup çeyrek finalde elenmelerine üzüleceğim, bunu hiçbir Hollandalı bilmeden. Oysa ki daha 7 yıl öncesi dün gibi aklıma çakılmış. Saat 11 de biten maçlar, herkesin işi gücü bırakıp akşam 7 ye 8 e kadar Ankaramın güzel caddesi Bahçeli 7. de tur atmaları, polis araçlarından 'Ölürüm Türkiyem' şarkısının çalındığı.
Çok romantizm yapdım. Düne dair içimde kalanları sıralayım biraz.
- Hakem Terim'in de dediği gibi tamamen sahada bizim 2. rakibimiz gibi oynadı.12. demiyorum bakın. 11 Bosnalının yapamadığını o halletti. Bu konuda İsvşçre maçının hesabının daha kesilmadiğini düşünen FİFA nın Emre ye sarı Terim e saha dışı ile bizi dünya kupası dışına ittiği aşikardı.
- Önder Turacı lütfen gitsin son maçda Belçika formasıyla oynasın. 4-5 atarız heralde o zaman.
- Sercan ah Sercanım. Dakika 60 daha at golü, golcüsün sen be koçum, karşı karşıya kaçırılmaz dı o gol
- Sabri ye ettiğimiz küfürleri bize yediren Gökhan Gönül oldu. Heralde o 3 pozisyondan birinde topu kaleciyle birlikte kaleye sokardı Sabrican
- Son söz Ardama eğer 2 dakika kendisi gibi oynasa maçı almış önümüze bakıyorduk , yapamadı...

Hiç yorum yok: