16 Haziran 2010 Çarşamba

E ve F Gruplarında 1. Maçlar

Almanya'nın 4-0 ından sonra Hollanda'nın maçı öncesi çokca umutlanmıştım. Ama ne Hollanda maçında ne de bu iki gruptaki diğer üç maçta üst oldu. Yine bana hüsran yine bana gitmek var dedim.

Neyse uzatmadan portakallar tribünleri yine hınca hınc doldururken karşılarında da Danimarka gibi sağlam takım oyununa sahip bir ekip vardı. Hollanda maç boyunca benim beklentilerimi karşılamasa da 2.yarının başında gelen, Danimarka savunması kendi getirdi, şans golü ile 1-0'ı buldular. Bundan sonrası daha rahat oldu çünkü Danimarka'nın hücu gücü sınırlıydı ve son dakikalarda da kontra ataktan 2-0'ı yakalamayı bildiler. Bu maç ile bende uyanan düşünce Hollanda'nın da takım savunması yapabiliyor olmasıydı bakalım daha iyi hücum hatlarına ve hücum futbolu düşüncesine sahip takımlara karşı ne yapacaklar.

Japonya- Kamerun maçı öncesi açıkçası evsahibi tadında oynayacak Kamerun'u daha şanslı görüyordum. Tek soru işaretim KEISEKU HONDA'ydı. O da yapacağını yapıp samuraylara 3 puanı tek golle getirdi. Maçın tamamını takip edemesem de arasıra göz attığımda ortada çekişmeli bir maça sahne olduğunu söyleyebilirim. Dediğim gibi maça full konsantre olamadığımdan iki takım hakkında da kesin bir yargıya ulaşamadım o yüzden gruptaki ikinci maçlarını beklemeyi yeğeliyorum.

F grubunun açılışına ise soğuk hava damga vurdu bence. İtalyan yedek kulubesindeki bereli futbolcular havanın sıcaklığı hakkında bizi aydınlatırken bende ilk defa bu kadar soğuk bir dünya kupasına tanıklık etmenin heyecanını yaşamaya başladım. İtalya-Paraguay karşılaşması için alt olur düşüncem, evet tahmini çok zordu, doğru çıktı. Maç boyunca iki takımda aman bir hata yapmayalım mantığıyla oynarken karşılıklı goller duran toplardan geldi. İlk yarı Paraguay sağlam İtalyan savunmasını!!! duran top organizasyonundan delince maçı 1-0'a kitlerler mi acaba dedim ama onlarda kornerden kalecilerinin büyük hatasıyla golü kendi kalelerinde gördüler. Böylece bir maç daha hakkı olan alt ve beraberlik ile sonuçlanmış oldu.

Bu grubun 2. maçı hakkında ise ağzımı açmamayı doğru buluyorum. Bu sefer maçın 1 dakikasına bile bakamadım ve bu dünya kupasında kaçırdığım, baştan sona takip edemediğim ilk maç oldu. Sorarsanız çok şey mi kaçırmışsın? Hayır, o açıdan sevindirici. Slovakya güçsüz sayılan Y. Zellanda'ya son dakikada 1 puanı hediye etmiş. Ne Stoch ne Holosko ilk 11'de forma bulurken son 5 dk. da sahaya ayak basmışlar. Onların yerine yeni Ankaragüçlü Vittek sahne almış ve takımının tek golünü atmış. Skorda alışık olduğumuz gibi 1-1.

Hiç yorum yok: