Yıllar sonraki ilk blog yazısından sonra ne yazsam acaba diye düşündüm uzunca. Bu yaştan sonra futbol taktük maktik yazacak değiliz, ülkenin halinden gına geldi söz bitti zaten, müzik paylaşsam? hiç ama hiç aram yok kendi kendime eskilerden devam edeyim paylaşmasam da olur yani...
Önce aklıma dostum Ahmet'in "git Torino'nun her sokağını gez hepsinde foto çek o sokakları tek tek yaz" fikri geldi ama sonra sırf "Ahmet'in fikri abi tutmaz" diyerek sildim defterden.
Ama aklıma da güzel fiirler getirmedi değil koftehot; SERİ YAZILAR. Kısa, elimde kalan tüm fotoları paylaşacağım 3-4 günlük Afrika ve Ortadoğu seyahatlerimi ve o ülkelerdeki anılarımı yazacağım. Geride kalan 3,5 seneyi yad etmek adına da iyi bir fikir olacaktır.
Yazıların sırası, seyahatlerimin tarihi akışıyla aynı olacak. Böylece bu bölgeye yaptığım seyahatlerimdeki hislerimin de değişimini tekrar hatırlayacak ve bu değişimi sizlerle paylaşarak daha keyifli okumanızı sağlamaya çalışacağım. Sıra şu şekilde;
1) Güney Afrika-Johannesburg ve Boothaville
2) Kenya- Nairobi, Kisumu
3) İsrail- Hafia, Golan
4) Fas - Kazablanka, Meknes
5) Zimbabwe ve G. Afrika- Harare
6) İran- Tahran
7) Mısır- Kahire
8) Fas 2. Sefer - Kazablanka, Meknes
9) Etiyopya- Addis Ababa
10) İsrail-Tel Aviv, Kudüs
11) Tanzanya ve Kenya - Dar Es Salaam ve Nairobi
12) Tunus - Tunis
13) Sudan -Hartum
Bu seriden ayrı olarak bir de belki genç futbolsever arkadaşlar okur diyerek, aklımda kalan staddan canlı takip ettiğim maçları ve bu maçlardaki hislerimi, düşüncelerimi ve yaşadıklarımı anlatacağım. Bu seride bulunacak yazılar için ilk aklıma gelen sıralama;
1) gidilemeyen ilk maç; GS:8 Ankaragücü:0
2) gidilen ilk maç : GS- PetrolOfisi
3) Ortaokul ve gençlik seneleri
4) Sami Yen'de ilk maç: GS-Altay
5) İlk şampiyonlar ligi maçı: GS- PSV
6) Üniversite yılları, İstanbul derbileri
7) Kadıköy deplasmanı
8) UEFA'da Sabrili günler: GS- Bordeaux
9) Milli maçlar: İnönü'de Danmiarka, Sami Yen'de Yunanistan ve Bosna Hersek, TT Arena'da Almanya
10)TT Arena 'da Şampiyonlar ligi, şampiyonluklar ve UEFA maceraları
ve tabi ki yurtdışı maç anılarım;
11) AC Milan-Bologna
12) Barcelona- Sampdoria
13) Totenham-Chelsea
14) Paris SG-Monaco
ve bu sene listeye eklemeyi planladığım bir kaç tanesi daha...
Yavaş yavaş yazı planlarımı yapayımi hafızalarımı tazeleyeyim ben artık. Nerden baksan 3 aylık malzeme var yukarıda.
"Kendi savaşınızı açmalısınız, kendi düşünceleriniz uğruna. düşünceniz yenilse bile, dürüstlüğünüz zafer çığlığı atmalıdır bunun için."-Nietzche
28 Temmuz 2018 Cumartesi
16 Temmuz 2018 Pazartesi
Tam Gaz İleriye Doğru Fakat Geri Gitmek; bir nevi Back to the Future
Son yayınım 2013 Aralık ayından, sonra bir de yayınlamadığım ve/veya yayınlayamadığım bir taslak gördüm akış listesinde; yazmışım ama yayınlamakda gerek görmemiş, kendime saklamışım düşüncelerimi...
4,5 yıl, 2 ülke, 3 şehir, 3 ev, 4 iş yeri, Afrika ve Ortadoğu'da gidilen 12 ülke ve hatıralarda kalan onlarca anı...
Yazamadığım, yazmaya zaman bulamadığım, bulsam da "aman be" diye boşverdiğim, kendimle konuşmaktan çok çevremdekileri dinleyip onlara birşeyler anlatmaya çalışmakla geçirdiğim koca bir dönem. O günkü ben ile bugunümü tartıya koyduğumda daha sosyal, daha çok dinleyen, daha çok kabullenen ve daha az düşünen birine dönüştüm sanırım. Yazmak eyleminin dahi düşünceden kaynaklanan bir son eylem olduğu gerçeğiyle şu an yüzleşiyorum mesela. Sanki beynim durmuş, sanki düşündüğüm hiçbirşey yok, sanki boş bir teneke gibi sesler çıkarmaktayım sadece.
Olsun hoşgörmek lazım 4,5 yılın ardından, insan önce kendini hoşgörmeli; tekrar okur, hatalarımı gözden geçirir, bir daha tekrarlamamaya çalışırım nasıl olsa.
Peki ya tekrar okuyamayacaklar? Son yayınımdan sonra kaybettiğimiz Berkin Elvan mesela? Türkiye'nin üzerinden bir fırtına gibi geçen terör saldırılarında kaybettiğimiz yüzlerce insan? Suruç, Ankara gar, Dolmabahçe,Sultanahmet, İstiklal Caddesi, G.Antep düğün, Genelkurmay otobüsü, İzmir emniyet, Reina, 15 Temmuz darbe gecesi ve bir o kadar daha, ülkemizin güvenlik güçlerini hedef alan terör olayları sonrası kaybedilenler. Fransa'da, ABD'de, Mısır'da, Nijerya'da, İngiltere'de, Almanya'da, İspanya'da, Afganistan'da, Suriye'de, Irak'da, Libya'dan yola çıkıp Akdeniz'in ortasında son bulan terörün veya teröre bağlantılı biten hayatlar yada.
Yine süper kötümserim değil mi? Neyse hatırlamakta ve hatırlatmakta fayda var yada en azından unutulmamasını sağlamak lazım yaşanan kötü olayların; tekrar yaşanmasını önlemek için.
Güzelliklere gelelim şimdi de geçen zaman içinde; mesela AMCA olmama :) Ada'nın dünyaya gelişi, kendi kanından kendi canından bir insanın doğduğu andan 4 yaşına kadar gözlemleme şansı ve hep yanında olsun istemek gerçek anlamıyla şanslı insanların yaşayacağı bir duyguymuş meğer. Her nekadar bu mutlu olayda bile insanın boğazında, kursağında kalacak birtakım can sıkıntıları olsa da.
4,5 yıl sonra şöyle bir kaybedilenleri ve kazanılanları yada hayatta hatırlamak ve unutmak isteyeceklerimi düşünerek yazayım dedim bu yazıyı. Bir milat olsun belki devamı gelir diyerek yazdım. Elim alışssın sonrası elbet gelir dedim. Belki zaman bulup yazamam ama en azından bir taş atayım kolum yorulcak mı bakayım diyerek yazdım birazda. Hiç yorulmadım ve çok özlediğimi hatırladım. Devamı gelecektir...
4,5 yıl, 2 ülke, 3 şehir, 3 ev, 4 iş yeri, Afrika ve Ortadoğu'da gidilen 12 ülke ve hatıralarda kalan onlarca anı...
Yazamadığım, yazmaya zaman bulamadığım, bulsam da "aman be" diye boşverdiğim, kendimle konuşmaktan çok çevremdekileri dinleyip onlara birşeyler anlatmaya çalışmakla geçirdiğim koca bir dönem. O günkü ben ile bugunümü tartıya koyduğumda daha sosyal, daha çok dinleyen, daha çok kabullenen ve daha az düşünen birine dönüştüm sanırım. Yazmak eyleminin dahi düşünceden kaynaklanan bir son eylem olduğu gerçeğiyle şu an yüzleşiyorum mesela. Sanki beynim durmuş, sanki düşündüğüm hiçbirşey yok, sanki boş bir teneke gibi sesler çıkarmaktayım sadece.
Olsun hoşgörmek lazım 4,5 yılın ardından, insan önce kendini hoşgörmeli; tekrar okur, hatalarımı gözden geçirir, bir daha tekrarlamamaya çalışırım nasıl olsa.
Peki ya tekrar okuyamayacaklar? Son yayınımdan sonra kaybettiğimiz Berkin Elvan mesela? Türkiye'nin üzerinden bir fırtına gibi geçen terör saldırılarında kaybettiğimiz yüzlerce insan? Suruç, Ankara gar, Dolmabahçe,Sultanahmet, İstiklal Caddesi, G.Antep düğün, Genelkurmay otobüsü, İzmir emniyet, Reina, 15 Temmuz darbe gecesi ve bir o kadar daha, ülkemizin güvenlik güçlerini hedef alan terör olayları sonrası kaybedilenler. Fransa'da, ABD'de, Mısır'da, Nijerya'da, İngiltere'de, Almanya'da, İspanya'da, Afganistan'da, Suriye'de, Irak'da, Libya'dan yola çıkıp Akdeniz'in ortasında son bulan terörün veya teröre bağlantılı biten hayatlar yada.
Yine süper kötümserim değil mi? Neyse hatırlamakta ve hatırlatmakta fayda var yada en azından unutulmamasını sağlamak lazım yaşanan kötü olayların; tekrar yaşanmasını önlemek için.
Güzelliklere gelelim şimdi de geçen zaman içinde; mesela AMCA olmama :) Ada'nın dünyaya gelişi, kendi kanından kendi canından bir insanın doğduğu andan 4 yaşına kadar gözlemleme şansı ve hep yanında olsun istemek gerçek anlamıyla şanslı insanların yaşayacağı bir duyguymuş meğer. Her nekadar bu mutlu olayda bile insanın boğazında, kursağında kalacak birtakım can sıkıntıları olsa da.
4,5 yıl sonra şöyle bir kaybedilenleri ve kazanılanları yada hayatta hatırlamak ve unutmak isteyeceklerimi düşünerek yazayım dedim bu yazıyı. Bir milat olsun belki devamı gelir diyerek yazdım. Elim alışssın sonrası elbet gelir dedim. Belki zaman bulup yazamam ama en azından bir taş atayım kolum yorulcak mı bakayım diyerek yazdım birazda. Hiç yorulmadım ve çok özlediğimi hatırladım. Devamı gelecektir...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)