Galatasaray etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Galatasaray etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Aralık 2011 Cumartesi

Şampiyonluk Tahminlerim

Türkiye - Galatasaray, Fatih Terim formu koruyacaktır, 1-2 transferle zafere rahat ulaşılır
İngiltere - Manchester City, kafalarında sadece yıllar sonra gelecek şampiyonluk var
İtalya - Milan, İbrahimoviç ... şampiyon olamadığı takım ve sezon yok
İspanya - Barcelona, artık Xavi sakatlanırsa ne olur sorusunun yanıtı da kadroda mevcut
Almanya - Dortmund, sezon başı sıkıntılıydı Avrupa'dan elendiler ve tam yol ileri modundalar
Fransa - PSG, kadro kalitesi ligin çok üzerinde
Hollanda - PSV, parlayan yıldızlarını ellerinde tutmaları şart
Portekiz- Porto, Benfica'yla kafa kafaya gider % 51 şansları var bence
Belçika - Anderlecht, Bursa'yı eleyip çıkışa geçtiler hem Avrupa hem lig iyi götürüyorlar
İskoçya -Glasgow Rangers, son haftalarda fark kapansada Celtic'in geçebileceğini sanmıyorum

8 Aralık 2011 Perşembe

GALATASARAY


Adında gururum saklı
Renklerinde asalet...


GALATASARAY :3 - Fenerbahçe : 1

20 dk. da maç 5-0 olsa kimse bir şey diyemezdi. Olmadı. Varsın olmasın, varsın bu takım bundan sonraki maçları kaybetsin, şampiyon olmasın. Yeter ki bizlere dün ilk yarı boyunca yaptıkları mücadeleyi bütün sezon, her maçın her dakikasında göstersin.



28 Kasım 2011 Pazartesi

Yazıyorum Ulen


1 ay oldu demi. Offf , ne çabuk geçti, tek kelam edemedim, tek bir şey yazamadım. Fuardı tatbikattı derken ağustostan kasıma nasıl geçtim, hava ne zaman soğudu da kış geldi anlamadım. Arada 2 maç yazısı yazmışım o kadar. Ne Galatasaray demişim, ne Avrupa'dan Futbol, ne Euroleague, ne NBA, ne güzel kızlar :))) kopmuşum dünyadan. O kadar birikmiş ki uzun uzun yazamayacağım;
- 2 aydır spor dünyasında ilgimi en çok Galatasaray Medical Park'ın maçları çekiyor. Her maç ayrı heyecan her maç mükemmel seyirci. Herkes Sami Yen'deki gibi omuz omuza, tek ses. Prokom maçıyla gördük ki Top 16 uzak değil bu takıma. hey gidi 2 yıl önce küme düşmeme playyoffu oynayan takım hey gidi Mahmuti'nin Galatasaray'ı.
- Futbol izleyemiyordum pek. Maç izlemek canımı sıkıyordu ama yavaş yavaş hastalığı atlattım, haftasonları 2-3 canlı maça kadar çıktım. Önüm açık, inşallah devamı gelecek. Bundesliga hayata döndürdü beni tekrar.
- NBA başlayacak ara sıra bakar keyif almaya çalışırız ama bu sene sıkıntılı. Deron Williams'da gitmeyeydi iyiydi.
- Sabri ve Servet'i de takımdan kesen İmparatoreye saygım arttı bu arada. En kısa zamanda Hakan Balta, Colin Kazım ve son maçtan sonra 'altın kafes kuş' muhabbetini hatırlatan Baytar'ı da çizikler de rahatlarız. Galatasaray forvet bakıyormuş. Tim Matavz desem , olmaz mı ?
- Aziz'i çıkartacaktır sene sonuna , FB'de şike yapmamış der kapatırlar olayı, alın size temiz lig.
- Fransa ligini veren kanal yok mu açıktan?
- Anaaa Abdullah Avcı geldi ya, çok şaşırdım.
- BJK ve Trabzon buraya kadar getirdiniz, asılın be azcık da şubatı görelim bu sene. Bu arada dün baktım 1989 dan beri en çok 1 er sene arayla 2 kerecik UEFA ülke sıralamasında 7. olmuşuz, onun dışında 10,11 yerimiz belli.
- 42 yaşında Cesena kalesini koruyan Antonioli reizzz ve hala gol krallığına oynayan Di Natale size de helal olsun.
- Gary Speed...
- Two and a half men out Arka Sokaklar in :))))
- HIMYM ve BBT 'siz günlerin ben ...
- Behzat Ç. saati bir tek bana mı geç geliyor? Şöyle Bizimkiler saatine koysalar yemek sonrası banyo öncesi izlesek olmaz mı?
- inci, ekşi nin de eski tadı yok, twit atamıyorum, facebook ehh
Böyle geçip gidiyor günler, zaman bulursam daha çok yazarım siu.

27 Kasım 2011 Pazar

İmparatore

'Yakaladım mı bırakmam, hiç merak etme bizim yanımızdakiler düşmez...'
Nasıl bir özgüvendir anlayamadım yıllardır.

Fatih Terim'in Saçma Sapan Düşmeli Canlı Yayın Kazası | alkislarlayasiyorum.com

3 Eylül 2011 Cumartesi

Senden Ötürü Hiddink Senden Ötürü

Futboldan konuşmak hele hele Türk futbolu hakkında yazmak istemiyorum ama yapamıyorum. Dünkü maçı, futbolu bıraktığında işte o çocuk bizim yıldızımızdı diye gelecek nesillere aktaracağımız adamın ARDA TURAN'ın son saniye golüyle Kazakistan gibi bir takımı zar zor yenerek geçtik. Öncelikle ARDA 'ya bir parantez açalım. Dakika 90 artı 2 Selçuk İnan o anın yorgunluğu ve pskolojisiyle hiçbir profesyonelin yapmamasını yapıp kırmızı kart görüyor, takımı 10 kişi bırakıyor üstüne üstlük tıngır mıngır adım atacak hali olmadan sahada yürüyor. Arkasında beliren ARDA kafasını okşuyor Selçuk'un ,hadi diyor hızlı çık, arkasında itekliyor ve ARDA'nın yüzünde gram üzgünlük gram yorgunluk gram maçı bırakmışlık yok. İşte bu yüzden ARDA Atletico'da ve işte bu yüzden daha fazlasını hak ediyor. Son topu kullanmak istemesi, o gücü kendinde görmesi, sorumluluk alması şansı ayaklarına getiriyor ve golde onun ayağından ağlara gidiyor. Seviyorum seni çocuk hep böyle oynamaya devam et.
Gelelim Hiddink Efendiye. Azerbaycan mağlubiyeti ve Belçika rezilliğinden sonra git artık demiştim hala da diyorum. Dünkü 1-0 a yatmak amaçlı Mehmet Selçuk Şahin değişikliği ve bugün yaptığı Yekta Kurtuluş tercihi, Mehmet Topal'ı Selçuk Şahin'den daha aşağı seviye görmesi, Mevlüt'e Tuncay'a ( ki bu Tuncay ölene kadar milli takımda olmalıdır buranın oyuncusudur her zaman en iyisini sahaya koymuştur) milli takım kapılarını kapamış olması off ki offf. 19 yaşındaki Necip yerine neden Yekta? Gökhan Töre sahadaki performansını antrenmanlarda göstermiyor mu ? Gösteriyorsa neden ilk 11 başlatılmadı? Soracak sorum çok, hiçbirinin cevabı yok.
Kısa da Riera transferine değinelim. Arda'dan açılan boşluğu kim gelse dolduramazdı. Bu fiyata alınabilecek belki de en iyi adamı aldık. Fiziği, tekniği, becerisi ve tecrübesiyle şu an transfere burun kıvıranlara nasıl bir futbolcu olduğunu 3 ay içinde kanıtlayacak kadronun değişilmezi olacaktır, izleyin görün ben buraya yazmıştım diyeceğim.

25 Ağustos 2011 Perşembe

Çirkin Ördek Yavrusu

Nasıl bir adam? Nasıl bir bünye? Normalde 6 kişi yukarıda 5 kişi aşşağıda olur ama bizim SABRİ REYİZ yapmış yapacağını hiç kimse fotoya odaklanmamışken o dünyadan uçmuş gitmiş bile full konsantrasyon mode on. Baros'la Eboue'nin çabaları yetersiz. Peki soru şu; bu adam GALATASARAY'ın kaptanı mı acaba?

23 Temmuz 2011 Cumartesi

Sert Takım

Gelecek sene Galatasaray'ı yenmek o kadar kolay olmayacak bu belli oldu. Yapılan son Felipe Melo transferi ile de kadro hafiften şekillendi. Şunu ön görebilirim ki 2000'lerde bücür ve koşan olarak adlandırılan oyuncularla başarıya giden, 2002'de teknik orta saha kurmaya çabalayıp başaramayan, 2008 Türkiye'sini ise büyük isimlerin (Arda,Hamit,Nihat,Tuncay) üzerine kuran TERİM bu sefer farklı bir şey deniyor. SERT, MÜCADELECİ, YILMAYAN bir takım yaratma çabasında. Belli ki T.T. Arena'ya gidenler ya da evden maçları seyredecek olanlar, bol gollü maçlar yerine Arenada canı için savaşan GLADYATÖRLER izliyor olacak. Canı için diyorum çünkü ARDA'nın takımda kalma süreci ve sonrasında yaptığı açıklamalar bana bunun izlemini veriyor. 'Fatih Hocam olmasa burada kalmazdım' demekten çekinmiyor ve ŞAMPİYONLUK için varlarını yoklarını ortaya koyacaklarını belirtiyor.
Sert takım dedim başta. Peki neden? Neyi sert? Herhalde futbol izliyorum diyenler hatırlarlar geçen yıl ki Hollanda-Brezilya çeyrek finalini ve Melo'nun koskoca Brezilya'yı, maçın başında rüzgar gibi esen Brezilya'yı tek başına nasıl manipüle ettiğini. Orta sahanın ortasında mücadele eden bir futbolcu için çok ama çok düşüncesiz, beyninden çok fiziği ve mücadelesiyle sahne alıyor. Ujfalusi yine aynı modda. İlerleyen yaşı Fiorentina günlerini arattırırken kasaplık konusunda her geçen gün üstüne birşeyler koymaya devam ediyor. Yine geçen sezon ki Atl.Madrid-Barcelona maçında Messi'ye yaptığı ve belki orada Messi'den başka birisi olsa en az 9-10 ay sahalardan uzak kalmasına neden olacak darbeyi yapabilecek kadar düşüncesiz,agresif ve sert bir isim. Bu iki ismin İTALYAN SERİE A 'dan öğrendiklerini Süper Ligde bol bol uygulama alanı bulacaklarını söyleyebiliriz. Ha hakemler eski hakemler olur 4 büyüklere kart çıkarmaktan çekinirler mi orası soru işareti.
Yeni transferlerle devam edelim. ELMANDER 'de hani İSVEÇ'in soğuğunu yemiş PREMİER Ligde kendini ispatlamış üst düzey sayabileceğimiz fiziğe sahip forvetlerden. Baros'un Türkiye'ye geldikten sonra ki gibi müzmin sakat moduna kapılmazsa, rakip savunmacılara bayaa iş çıkaracaktır.
MUSLERA kalede zaten bu zamana kadar ülke topraklarında yapılmış Schumacher ve Taffarel transferlerinden sonra gelmiş geçmiş en iyi kaleci transferi.Uruguay tecrübesi ve Lazio'da pişmesi avantajları, tek sorun Servet Ujfalusi ikilisiyle uyumu.
Gelelim kadroya katılan ve ilk 11 çıkma şansı en yüksek oyuncu SELÇUK İNAN'a. O da nazardan saklasın fiziği ne kadar kötü gözükse de geçen sene 30 maçın üstüne çıkmış, sakatlıklardan pek etkilenmeyen ve takımı sürükleyecek oyuncuların başında gelecektir.
Solda Arda sağda Kazım derken GALATASARAY'ın at sat bitmeyen kadrosu daha çok transfere ihtiyacım var diye alarm vermeye devam ediyor diyerek bitirelim. Gönül ister ki bir Volkan Şen, bir Sercan transferi olsaydı, takımdaki sorunlardan biri de Sabri'nin alternatifinin olmayışı, Eboue lafları dolaşıyor, inşallah olur. Daha yürünmesi gereken çok yol var kadronun yapılanması açısından, sadece biraz daha zaman bekleyelim ve görelim.

15 Haziran 2011 Çarşamba

Son Topa Kadar


Bu başlığı kullanmış Galatasaray'ın resmi sitesi ama hata yapmış. Çünkü bugün benim izlediğim adamlar son topa kadar değil, son topta dahil akıttılar terlerini ve o son topta aldılar maçı. Shipp'in şutunun girmesini falan bir yana bırakıyorum bu takım maç sabah bitecek olsa sabaha kadar savaşırdı. Hem karşısındaki Avrupa şampiyonluğuna oynayabilecek kadrosuyla Fenerbahçe'yle savaşırdı hem 15.000 FB taraftarıyla savaşırdı. Savaştılar da. Maçın ilk hava atışıyla başlayıp o son topta dahil o baskılı atmosfere karşı elleri bir saniye olsun titremeden bir an geri adım atmadan savaştılar. Önceki 4 maçı canlı izleyememiştim; belki o yüzden belki de aklımın daha geçen sene küme düşmemeye oynayan takımda kalmasından bana öyle ayrı bir tat verdi ki MAHMUTİ'nin YENİLMEZ ARMADASI. Büyük ihtimal kupayı kaptıracak olsak da sırf bugünkü 40 dakika için Abdi İpekçi'nin tıklım tıklım dolması ve taraftarın bu takımı 40 dakika boyunca ve kaybetseler dahi maç bitiminde ayakta alkışlaması dileğiyle.

26 Mayıs 2011 Perşembe

Rüzgar

Dün akşam saatlerinde bir transfer rüzgarı esti geçti. Galatasaray belki de bir yıldır beklediğim transferi bonservis ücreti ödemeden gerçekleştirdi ve Trabzonspor'dan Selçuk İNAN'ı kadrosuna kattı. Orta sahanın onun yeteneklerinde genç bir isme olan açlığını da bir yana koyarsak 10 üzerinden 9 puanlık bir transfere imza attık. Gelecek sezon Avrupa kupalarında olmayan Galatasaray için diğer iki İstanbul büyüğü ayrıca da Avrupa'dan bu kadar istenen Selçuk'a sahip olmak sezon içinde büyük artı olacak. Arda'nın iyi arkadaşı olması, genç yaşına rağmen bu seneki stresli şampiyonluk maratonunda hiç geri adım atmaması gibi avantajları da bu transferin artıları.
Fenerbahçe'nin EMENİKE transferi ise bazı artıları ve eksileri barındırıyor. Öncelikle Avrupa kupalarında savunma ağırlıklı oynayacak FB için, kontra atak futbolunu Emenike gibi adı sanı duyulmadığı için pek de önemsenmeyecek ama o şans ayaklarına gelince affetmeyecek bir isim üzerine kadroyu yapılandırmaları akıllıca. Diğer yandan ise bu futbolcunun dev arenalarda nasıl boy göstereceği ve ödenen 9 milyon €'luk bonservis bedelinin hakkını verip veremeyeceği ise kafalardaki soru işaretleri. İnşallah Avrupa arenasında beklenen performansı gösterebilir. Yoksa TSL'de kapanan savunmalara karşı kale önünde pek de becerikli olabileceğini sanmıyorum.
Gelelim BJK'nin savunmaya takviyesine. TS'den ayrılan bir diğer isimde kaptan EGEMEN Korkmaz oldu. Ersan Gülüm transferinin sıkıntıya girmesi nedeniyle yapıldığını düşündüğüm bir hamle olarak görüyorum. Ersan'a verilecek 3-4 milyon €luk bonservis bedelinin yerine bosman kuralı ile alınan Egemen Korkmaz bu bölgedeki açığı kapayacaktır. Kaldı ki BJK yönetimi geçen sezon olduğu gibi bu sezon da bomba 1-2 isimi kadroya katacaktır ve bu transferlerden en az biri Egemen'in yanına olacaktır.
Son olarak imza halen olmasa da gerçekleştiği söylenen UMUT Bulut'un Touluose'a transferi var. Trabzon'daki yaprak dökümünün son halkasıydı bu transfer. Ankaragücü'nden beri arzusu, fiziği ve kişiliğiyle sevdiğim bir kişi olduğundan onun bu transfer sonrası ülkemizi en başarılı şekilde temsil etmesini diliyorum . İnşallah gurbette Tugay Kerimoğlu'nun gördüğü gibi saygı görür, kalıcı olur. Şimdiden tebrikler ve başarılar UMUT.

25 Mayıs 2011 Çarşamba

GS'deki Yeni Oluşum ve Öngörülerim

Son iki Galatasaray yazımdan da anlaşılacağı üzere Florya'da 3. bir Fatih Terim dönemine karşı olduğum ve bu yeniden yapılanma sürecinde istemeden de olsa gelişebilecek hataların, kar topunun yuvarlana yuvarlana çığ oluşturup büyük bir yıkıma neden olacağı ve bu yıkımın da GS'yı geri dönülmez bir yola sokacağını ima etmiştim. Fakat bugün biraz pozitif olma yapılan çalışmaları anlamaya çalışalım dedim ve genel bir bakış hazırladım.



Öncelikle yeni başkan Ünal Aysal'ın açıkça 'Futboldan anlamam; Florya'yı profesyoneller yönetecek' demecinin üzerine Fatih Terim seçimi kendi içinde tutarlı görülüyor. Ne de olsa Florya'da ipleri elinde tutabilecek belki de tek isim Terim. Ben kişisel olarak geri dönüşüne karşıyım ama başkanın saçmalamadığı da ortada.

Gelelim Terim'in seçimlerine ; dün Hakan Ünsal ismi geçince anlık sinirden bir şeyler yazdık ama büyüklerimizden duyduğum ve sabah gazetede kendi köşesinde okuduğum kadarıyla Küçük teknik kadronun dışında kalacak. Fatih hoca Ümit Millilerde de beraber olduğu Davala, geçen seneden beri Florya'nın havasını soluyan Tugay, kaleci antrenörlüğü için Tafo, fizyoterapist ise ABD'li Phirri ile anlaşmış ve kadronun temellerini atmış. Bir kaç ekleme ve görevlerin şekillenmesiyle pek eksiği görünmüyor. Erkasap ve Özaltındere'nin durumu da bu süre içinde belli olacaktır diye düşünüyorum.

Terim'in teknik kadro seçimi için bu adaylar ve isimler ortada dolaşırken futbolcu transferleri de Avrupa'da sezonun bitmesiyle netleşmeye başlayacak bir kaç güne. Bolton'dan forvet Elmander geldi bile. Bu dakikadan sonra önemli olan kimin gideceği değilde kimlerin kalacağı olmalı ayrıca. Neill, Kewell,Cana, Barış, Sarp gidici görünüyor. ARDA ve BAROS ise muaama. Herhalde Terim onların tercihlerini yapmasını bekleyecek. Mesut için 'benimle kimse maç oynama pazarlığı yapamaz' diyen bir adamın bu isimlere kalma baskısı yapmayacağı da ortada. Bu transferlerden gelecek bonservis ücretleri de GS'ın dış transferdeki rotasını çizecektir. Bana kalırsa aslında fazla da transfere gerek yok. Servet, Sabri, Balta'nın yanına bir stoper ve tabi ki önce sağlam bir kaleci, ki artık bu pozisyon için yönümüzü G. Amerika'ya çevirmeliyiz, şart. Orta alanda ise demin de söylediğim gibi Arda transferi belirleyici olacaktır. Ama sağda Kazım, ortada Culio yerini koruyacak isimler. Savunmaya yönelik orta saha arama çalışmaları Kallström ve Selçuk üzerinde yoğunlaşsa da sürpriz beklediğimi söylemeliyim. Hatta bu noktaya birden fazla yıldız alınacağını da düşünüyorum. Forvet de ise elde ki genç Stancu, İsveçli Elmander halihazırda elimizde Baros'un takımda kalabilme ihtimaline göre de buraya bir yerli forvet artı bir yabancı düşünülebilir ama yine Baros'un kararı belirleyici olacaktır.

Son olarak bunların hepsi öngörü tabi ki ve kanımca - tabi bazı duyumlarımla beraber- Galatasaray gelecek sezonun değil 3-4 yılın takımını kurmaya çalışıyor ve Galatasaray altyapısından gelecek şampiyon çocuklar bu kadroda önemli görevler önemli süreler alacak bunu da Ağustos ayıyla beraber göremeye başlayacağız, inşallah her şey benim beklediğim gibi kötü değilde; başkanın, Terim'in ve sokaktaki taraftarın dilediği gibi olur. 2000 ruhu denilen her neyse gelir ve takımı sahada FUTBOL oynarken göğsümüz kabararak izleriz.

Yapılanma

Pişmanlık köpeğin taşı ısırmasına benzer, aptallık yani."

Kaleci antrenörlüğüne Taffarel'i getirecek kadar akıllı bir adamın yardımcısını Hakan Ünsan olarak seçmesi??? aptallık yani ...

19 Mayıs 2011 Perşembe

Yeni Başkan Kafa Eski

Hadise bile denenmişi denemezken bizim 100 milyon € bütçeli takımlarımızın başına geçenler tarihten, yaşanılandan ders çıkarmayıp eskiden, denenmişten yana rey kullanıyorlar. Aklım almıyor ama GS, BJK, FB için dönen isimler hep aynı. Luce geldi, 17. Terim dönemi, Daum şampiyonluğa gelecek; yeter dostlar bu başlıklardan.




Pek bir farkımız olmayan Portekiz 32 yaşında UEFA kupası kaldıran teknik direktör çıkarırken biz niye eskiye bu kadar sadığız?
Birisi Osmanlı mirasıydı biz yapacağız diye İstanbul'u ikiye bölmeye çalışır, diğeri baba mesleği der hayatını değiştirmez dümdüz yolunda gider. Herkeste bir hayal yokluğu, hayal etme duygusu ve yetisi yetersizliği. Tüm kafalarda sınırları koruma çabası. Neyse doluyum bu konularda askerden yeni geldim 'yapacak bir şey yok ' diyen insanlarla çok zaman geçirdim, o yüzdendir belki de sinirim.
Kısacası yapacak çok şey varda biz at gözlükleriyle sağa sola bakıp farklı bir yol farklı bir yön farklı bir sonuç aramıyoruz. Terim geliyor, Luce gidiyor, Daum istifa ...

30 Kasım 2010 Salı

Futbol Gündemimiz


Bu haftasonu STSL'de ilk kez canlı maç izledim. Galatasaray'ım BJK'ye 2-1 yenilerek sezon boyu devam ettirdiği formunu korudu. Açıkçası bir kez daha niye STSL maçlarını izlemediğimi ve herkese ulan şu digitürkü kapatında Türk futbolu evrim geçirsin diye sızlandığımı hatırladım. Arada bir işte 13-14 haftada bir canlı maç izleyip bu gazı doldurmalıyım o da anlaşıldı. Neyse maç 2. belki de 3 .lig maçı kıvamındaydı. İki takımda pas yapamıyor, savunma rezalet falan konuşmaya değecek pek bir şey yok.
Ülkemiz özelinde haftanın bombası ise KRAL'dan. Ne mi diyor KRAL ülkemin devlet TV'si TRT1 de hafif gevrek Kemal Sunal tarzı gülüşüyle;
'Ehe işte İzmir şehri de herhalde sosyal yaşantısından dolayı pek başarılı olamıyor futbolda.' HÖSTTT lan HÖSTTT. Yeter ulan gavur İzmir'miş, yeter ulan Türk futbolundaki F Tipi yeter ulan yeter. Ne yapıyor bu futbolcular İzmir'de? Vapurla Karşıyaka'ya mı geçiyor diye yada Alsancak'ta oturup çay kahve içiyor diye mi başarısız İzmir takımları? Bence bu atraksiyonları ülkenin her yerinde yaparlar. Onun dışında ne yapabilirler? Mesela alkol yada fuhuş? Onlarda her yerde var. Tabii Sivas dışında, orada lailaheilllallah ya.
Düşünüyor düşünüyor cevap bulamıyorum en fazla körfeze karşı rakı-balık diyorum yada hani 5 vakit namaz kılmıyorlardır diyorum sonra aklıma Şampiyonlar ligini kazanan daha dün Real'e 5 çeken Barca'nın oyuncularının da alkol aldıkları, 5 vakit namaz kılmadıkları geliyor aklıma ve ona mukayet olmaya çalışıyorum. Kral H.Şükür bu cümlede neyi anlatmaya çalışmıştır açıklarsa sevinirim.
Geçelim İspanya'ya. Anlayışı farklı, kültürü farklı, FELSEFESİ FARKLI. Skor da farklı. Beklenen sonuç ama skor can alıcı. Mourinho kariyerinde 4 farklı skorla kaybetmezken 5-0 lık sonuç El Classico'da can yakıcı oluyor haliyle. Maç sırasında aklıma gelmişti onun da istatistiği tutulmuş CASİLLAS El Classico'da en çok gol yiyen kaleci olmuş 37 gol görmüş ağlarında bugüne kadar yazıktır günahtır kendisine. Burdan son söz de NTVSPOR'a baydınız lan. Ne derbiymiş arkadaş hala özet veriyorlar yeter ulan o da baydı Bez Bebek gibi gün boyu...

24 Kasım 2010 Çarşamba

Konfeti

Ultrasmovement'da yunalı basketbol çılgınlarının konfeti showunu görünce bu videoyu aramaya başladım sonunda da buldum ,HAGİ'nin son maçı Galatasaray-Trabzon ikinci yarı başı ve ;


Gs Trabzon 26/05/01Konfeti Fest
Yükleyen yorkasef. - Daha fazla spor videosu.

19 Ekim 2010 Salı

Tam Yerine Denk Geldi Manzara Koydu

Malum Galatasaray'da sorunlar skorlarla beraber çığ gibi büyüyor ve artık değişim zamanı geldi. Başkan Adnan Polat ve ekibi 2 gündür toplantıdalar ve çıkan sonuç HAKAN ŞÜKÜR genel menajer, HAGİ ise teknik direktör koltuğunda oturacak, sanırım TUGAY' da A2 takımının başında devam edecek. Kaleyi de Taffarel'e teslim edersek Popescu'nun transfer menajerliğiyle tamamızdır. Maçları da Fatih Akyel alır verir misss.Ha bir de şurada olayı anlatmıştım MAYISLAR .BLOGSPOT da capsini bulmuş 'O AN'ın koyayım dedim. Olay anını da buradan okuyabilirsiniz.



Neyse işte tam FB deplasmanı yani yıllık tecavüz sahnemiz öncesi ' Behlül kaçar' . TOEFL sınavım öncesi Alanya'da kampa giriyorum. Kafa dağılır , ders çalışılır ve asker öncesi az biraz spor yaparak vücut diri tutulur diye düşünüyorum. 2-3 günde bir nete girer küçük küçük de olsa bir şeyler karalarım ama bu sıklıkta olmayacağımız kesin. Neyse herkese kolay gelsin...

15 Ekim 2010 Cuma

Uzun İnce Bir Yoldayız

Türk Telekom Arena namı diğer Ali Sami Yen Spor Kompleksi 29 Ekim'de açılabilecek mi bilen yok ama stadın çimlerinin döşenmesine başlanmış. Koltuklar da geçen hafta yerleştirilmişti. Belki otoparkı, metrosu, suyu, elektiriği ve diğer altyapı işlemleri tamamen bitmiş olmasa da küçük bir açılış yapılır 29 Ekim'de. Hem klubün hem futbol takımının hem de stadın uzun ince bir yolda olduğunu gösteren bir foto da yukarıda ki...

11 Ekim 2010 Pazartesi

Geçmiş Olsun ARDA

En kısa zamanda, en sağlıklı şekilde gözlerimizdeki pası silmek üzere sahaya dönmen dileğiyle geçmiş olsun ARDA TURAN...

9 Temmuz 2010 Cuma

Kosovalı


Yaklaşık 20 gün oldu bloglan ilgilenmeyeli. Önce İstanbul sonra Alanya ve en son dün girdiğim tek ders sınavı yüzünden epey boşladım. Gel gör ki sezon açılışını memleketlimle yapacakmışım.
LORİK CANA Kosova Priştina doğumlu Arnavut. Orta sahada savunmaya yönelik hırısyla, pozisyon kapamasıyla ve en önemlisi LİDERLİĞİYLE ön plana çıkan bir yıldız. Marsilya'da ve Sunderland'de kaptanlık pazu bandını taktığını söylersek bu iddaamızı kanıtlamış oluruz heralde. Bizde de 2. kaptanlığı alıp Kewell gibi kendini kısa sürede benimsetebilir. Cana'nın Sunderland öncesi Arsenal için anıldığını ve hala sadece 27 yaşında olduğunu bunun yanısıra da 4.5 M € gibi makul bir rakama transfer edildiğini görünce yönetim ve teknik kadronun ne kadar iyi bir seçim yaptığını anlamış oluruz. Ayrıca son dönemde Galatasaray'a gelen PREMİER LİG patentli Kewell, Baros ve Neill'in futbol bilgisi, sahaya koydukları ve taraftarla olan sıcak temasları göz önüne alındığında burada yüzde 90 başarılı olacağını görmemek körlük olur. Kafalardaki tek soru işareti Cana'nın niye 1 sene içinde Premier ligden koptuğu, o seviyede bir oyuncu olup olmadığı olabilir. Burda da ortaya Türk pasaportlu babasının verdiği demeç ve Cana'nın alacağı yıllık para cevap buluyor. Kişilik özellikleri ön planda olan gururlu bir Arnavut gibi hareket edecek Lorik'in Sunderland'den alacağı 800 bin € yerine GS'dan alacağı 2 M € için canını dişine takmaktan öteye gideceğini düşünürsek transferin tam 12 den vurduğunu son olarak söyleyebilirim.
Artık gerisi gelecek 4 yabancı transfer ve bu transferlerin takıma uyumu için bol bol yazı yazma vakti var önümüzde. İlerleyen günlerde daha sık görüşmek üzere.

17 Mayıs 2010 Pazartesi

Biz Daha İyisini Yapana Kadar En İyisi Bu !!!


Aman ALLAH'ım sesleri, Levent Özçelik, o salak cep telefonu melodisi, geride kalan 10 yıl...