Futboldan konuşmak hele hele Türk futbolu hakkında yazmak istemiyorum ama yapamıyorum. Dünkü maçı, futbolu bıraktığında işte o çocuk bizim yıldızımızdı diye gelecek nesillere aktaracağımız adamın ARDA TURAN'ın son saniye golüyle Kazakistan gibi bir takımı zar zor yenerek geçtik. Öncelikle ARDA 'ya bir parantez açalım. Dakika 90 artı 2 Selçuk İnan o anın yorgunluğu ve pskolojisiyle hiçbir profesyonelin yapmamasını yapıp kırmızı kart görüyor, takımı 10 kişi bırakıyor üstüne üstlük tıngır mıngır adım atacak hali olmadan sahada yürüyor. Arkasında beliren ARDA kafasını okşuyor Selçuk'un ,hadi diyor hızlı çık, arkasında itekliyor ve ARDA'nın yüzünde gram üzgünlük gram yorgunluk gram maçı bırakmışlık yok. İşte bu yüzden ARDA Atletico'da ve işte bu yüzden daha fazlasını hak ediyor. Son topu kullanmak istemesi, o gücü kendinde görmesi, sorumluluk alması şansı ayaklarına getiriyor ve golde onun ayağından ağlara gidiyor. Seviyorum seni çocuk hep böyle oynamaya devam et.
Gelelim Hiddink Efendiye. Azerbaycan mağlubiyeti ve Belçika rezilliğinden sonra git artık demiştim hala da diyorum. Dünkü 1-0 a yatmak amaçlı Mehmet Selçuk Şahin değişikliği ve bugün yaptığı Yekta Kurtuluş tercihi, Mehmet Topal'ı Selçuk Şahin'den daha aşağı seviye görmesi, Mevlüt'e Tuncay'a ( ki bu Tuncay ölene kadar milli takımda olmalıdır buranın oyuncusudur her zaman en iyisini sahaya koymuştur) milli takım kapılarını kapamış olması off ki offf. 19 yaşındaki Necip yerine neden Yekta? Gökhan Töre sahadaki performansını antrenmanlarda göstermiyor mu ? Gösteriyorsa neden ilk 11 başlatılmadı? Soracak sorum çok, hiçbirinin cevabı yok.
Kısa da Riera transferine değinelim. Arda'dan açılan boşluğu kim gelse dolduramazdı. Bu fiyata alınabilecek belki de en iyi adamı aldık. Fiziği, tekniği, becerisi ve tecrübesiyle şu an transfere burun kıvıranlara nasıl bir futbolcu olduğunu 3 ay içinde kanıtlayacak kadronun değişilmezi olacaktır, izleyin görün ben buraya yazmıştım diyeceğim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder