Mükemmel bir 45 dakika geçiren bünyem yavaş yavaş kendine geliyor. Sakinleştikten sonra yazma kararı almama bakalım işe ayramış mı yoksa Hido'ya çok pis giydircem...
Öncelikle şunu söylemem gerek ki bu turnuvadaki en kötü maçımız ve en kötü Bogdan Tanjevic tercihleriyle karşı karşıyaydık. Fakat bu takımın geçen yıl ki elemelerden süregelen 'takım savunması' anlayışı maçı kazanmamıza yetti de arttı. Eğer bu kadar kötü olmasaydık maçı çoktan alıp götürürdük.
Tanjevic kötüydü dedim, açıklıyım; Turnuvaya girdiğimiz maçtan beri Ömer Onan'dan hiçbir hücum katkısı alamadık fakat iyi bir hücum yüzdesiyle oynayan Sinan Güler hala bu takımın as oyuncusu haline gelemedi ve 2. yarı sahada yoktu. İlk yarının sonunda yaptığı smac bu turnuvanın jeneriğine girebilecek kalitede olmasına rağmen.
Tanjevic'in bence ikinci yanlışı sakat Hido'yu bu akdar kullanmaya çalışması. Tamam takımın lideri, kötü hücum ettiği günlerde olacaktır - ki kimse Hido'nun mücadele etmediğini söyleyemez,7 ribaund 4 top çalması var- ve onunla devam etmemiz mantıklı gözükebilir ama çeyrek finali garantilemiş olmamıza rağmen Hido'nun sakatlığına bu akdar yüklenmemeliydik. İlk grup maçlarında takımın yükünü en az 5-10 dk. alabileceğini gösteren Bekir bu dakikalarda devreye girebilirdi. Hocanın 3. hatası da Ersan'a çok uzun süre vermesi oldu. 39 dk. sahada kalan Ersan galibiyeti getirmiş olabilir ve günün yıldızıdır fakat tekrar etmem gerekirse bu maçların çeyrek final öncesi pek anlamı yok. Tanjevic'den Slovenya maçında sağlam rotasyonlar bekliyorum.
Maçtaki benim açımdan en enteresan olaya gelicek olursak 15 yıldır şu gözlerle maç izleyen bendeniz daha 10 da 1 serbest atış atan bir oyuncu görmemiştim. Sana da helal olsun Ömer Aşık.
Son sözü Murat Murathanoğlu söylesin;
- Burda bile blokluyoruz....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder